Sağlık ve Güvenliğe İlişkin Algılarımız Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Sağlık ve güvenliğe ilişkin algılarımız, doğduğumuz andan başlayarak, içinde büyüdüğümüz aile ile içinde yaşadığımız çevre ve toplumun izlerini barındırır. Bu konular, psikolojinin en genel prensipleri olan klasik koşullanma, edimsel koşullanma ve model alma gibi öğrenme ilkeleri ile açıklanabilir ve detaylı olarak ele alınabilir. Ancak, kitlesel iletişim yoluyla davranışları etkileyebilene ve sağlık ve güvenliğin geniş kitlelerce “satın alınabilir” veya “işe yarar” unsurlar olarak konumlandırılabilmesi, bu sorunların çözümünde bir araç olarak kullanılabilmesi, konunun öğrenme ilkelerinden farklı perspektiflerle de ele alınması gereğini gündeme getirir. Ürünlerin ve fikirlerin geniş kitlelere pazarlanmaya başlandığı 20. yy ortalan sosyal psikoloji alanının bu konu ile ilgilenmeye başladığı zamanlan da işaret etmektedir. En temel anlamda, belirli bir kitle üzerinde tutum ve davranış değişimi yaratmayı hedefleyen iletişim unsurları “Kim, Kime, Neyi, Nasıl Söylüyor?’ düsturu ile özetlenmiştir. Bu yıllara, “Mesajın Kaynağı, Mesaj, Hedef Kitle ve Ortam Özelliklerini ele alan Yale Tutum Değişimi Yaklaşımı çalışmalara damgasını vurmuştur. Takip eden yıllar içerisinde konu ile ilgili yapılan pek çok araştırmada ikna edici iletişimlerin yapısı ele alınmış ve hedef kitle özelliklerine göre mesajların içerik ve şekil olarak yapısı ve iletim yollarının etki büyüklüğünü nasıl değiştirdiği incelenmiştir. Bu çalışmaların sonuçlan, herhangi bir fikri veya ürünü kabul ettirmede kaynağın uzmanlığı, inanırlırğı, hedef kitlenin özellikleri, mesajın barındırdığı söylem gibi çeşitli özelliklerin göreli önemine işaret eden bulgular ortaya koymuştur. (Kağıtçıbaşı, 2008; Taylor, Peplau ve Sears, 2007). Son yıllarda ise sağlık ve güvenliğe ilişkin algılarımızı etkilemede Planlı Davranış Kuramı unsurlarından yararlanılmaktadır. Planlı Davranış Kuramı (Ajzen, 1985; Fisbein ve Ajzen, 2005), insan davranışlarının rasyonel olduğunu, bir niyet temelinde ortaya çıktığım savunur. Niyeti belirleyen unsurların ise kişinin söz konusu davranışa ilişkin yargılan (tutum), o davranışın toplumsal ve öznel normlara uygunluğu (öznel norm) ve davranışın algılanan kolaylık derecesi (algılanan kontrol ) ile belirlendiğini öne sürer. Kuramda ayrıca, niyet aracılığı olmadan davranışı doğrudan etkileyen ‘alışkanlıklar’ boyutundan da bahsedilmektedir. Bu sunumda, toplum sağlığını ilgilendiren konularda kitlelere ulaşırken verilen mesajların nasıl belirlenebileceği, hedef kitle özelliklerine göre nasıl yapılandırılırsa daha fazla amacına ulaşılabileceği ve hangi yollarla iletilmesi gerektiği konulan araştırma bulgular ve geçmiş ve güncel kampanyalardan örnekler ile ele alınmaktadır.