Yazar "Onur, Aliye Ceren" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Cunda Adası Kıyı Kullanımı Odaklı Kentsel Tasarım Atölyesi / 2023(T.C. Maltepe Üniversitesi, 2025) Alp, Jülide; Onur, Aliye Ceren; Aydoğan, Güzin; Özkan, Özgür; Memişoğlu, F.İrem; Sezen, Efe HaşimKıyıların yerel halk ve turistler tarafından kullanımına olanak sağlayacak şekilde planlanması kentsel tasarım odaklı çalışmaların ana konularından biridir. Bölge halkının ve ziyaretçilerin engelsiz bir şekilde kıyı ile bağlantı kurabilmesi, suya erişebilmesi ile bölgenin en belirgin özelliği olan kıyıda olma halinin yaşatılması bu çalışmaların temel amacıdır. Elbette bu bağlamda yapılan ve önerilen kentsel tasarım projeleri geliştirildikleri yerin sosyo-kültürel dinamiklerini de dikkate almaktadır. Balıkesir ili birden fazla kıyı yerleşkesine sahiptir. Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde yer alan Cunda Adası’nda yerleşik hayata ek olarak yaz aylarında ciddi bir turist ziyareti de söz konusudur. Adanın kıyı ile olan ilişkisini var olan yeme-içme mekanlarının açık- kapalı alanları ve yürüyüş aksları ile tanımlamak mümkündür. Önceleri kıyıya daha yakın olan yeme-içme mekanlarına ait açık kullanım alanlarının geriye çekilme kararıyla kıyıda geniş bir yaya aksı elde edilmiştir. Fakat bu yaya aksı yeme-içme mekanları dışında başka herhangi kamusal/özel aktivite ile desteklenmemekte ve kıyı ile ilişkisi net bir şekilde tanımlanmamaktadır. Öte yandan yeme-içme mekanlarına ek olarak yapılan yarı kapalı alanlar/üst örtülerin kapladıkları alan ve konstrüksiyonlar, eski yapıların mimari biçimi ile uyumsuz olmasının yanı sıra adanın siluetini bozan bir etkiye sahiptir. Atölye süreci; mevcut potansiyellerin ve kıyı yaya aksının sorunlarının tanımlanması, adanın arka sokaklarından kıyıya bağlanan dikey aksların tespit edilmesi ve sorunlara yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi doğrultusunda yerinde gözlem ve analizler yapılarak başlanmıştır. Cunda Adası Kıyı Kullanımı Odaklı Kentsel Tasarım Atölyesi, Maltepe Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölümü öğretim üyeleri, öğretim elemanları ve öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu kitapçıkta Cunda’ya dair bilgilere ve kıyı odaklı kentsel tasarım ilkeleri doğrultusunda Cunda’nın mevcut durumunu ele alan yazılara yer verilmiştir. Bu içerikler atölye öncesinde öğrencilerle paylaşılan teorik bilgileri de kapsamaktadır. Bu yazıların devamında atölye süreci ve Cunda Adası kıyı bölgesi için geliştirilen fikir projeleri yer almaktadır.Yayın Cunda Adası Kıyı Kullanımı Odaklı Kentsel Tasarım Atölyesi / 2023- Atölye Süreci-Analizler(T.C. Maltepe Üniversitesi, 2025) Alp, Jülide; Onur, Aliye Ceren; Aydoğan, Güzin; Özkan, Özgür; Memişoğlu, F.İrem; Sezen, Efe HaşimCunda Adası Kıyı Kullanımı Odaklı Kentsel Tasarım Atölyesi” Maltepe Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi ile Balıkesir Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle 9-10 Haziran 2023 tarihlerinde düzenlenmiştir (Foto 1). Atölye, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğretim elemanları Dr. Öğr. Üys. Güzin Aydoğan, Doç. Dr. Jülide Alp, Doç. Dr. Aliye Ceren Onur, Prof. Dr. Özgür Özkan, Ar. Gör. Filiz İrem Memişoğlu ve Ar. Gör. Efe Haşim Sezen’in yürütücülüğünde, Maltepe Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İngilizce ve Türkçe Mimarlık Bölümü öğrencilerinin katkılarıyla gerçekleşmiştir. Atölye süreci; alan gezisi öncesi toplantılar; Cunda alan gezisi; MAU Mimarlık ve Tasarım Fakültesinde atölye tasarım süreci ve kitapçık tasarım süreci olmak üzere dört aşamada gerçekleşmiştir. (Şema 1). Alan gezisi öncesinde Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile çevrimiçi toplantı yapılmıştır. Toplantıda Büyükşehir Belediyesi Kent Etiği Bölümü çalışanları tarafından paylaşılan potansiyel kıyı bölgeleri arasından Cunda Adası çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ile yapılan görüşmeyle, atölyenin çalışma takvimi oluşturulmuştur. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi; mevcut duruma ait görselleri, havadan yapılan video çekimlerini ve adaya ait halihazır haritayı atölye ekibi ile paylaşmıştır.Yayın Evaluating sustainable universal design accessibility criteria at historical urban sites(Kent Akademisi, 2022) Diken, Eda; Onur, Aliye CerenCities are the spatial reflections of cultural heritage, and they transfer historical values, local identity, and urban life from past to present. Sustainable cities integrate this cultural heritage into the city life and develop holistic strategies to protect these values. Integrated designs in urban site areas, which are important components of cultural heritage within the whole city, gain importance for a better urban life and tourism. Streets, public areas, and infrastructure integrated with universal design principles are not implemented enough in the site areas because of topographic problems, inadequacies in existing traditional areas and lack of management. Nowadays, restoration and rehabilitation of urban site areas coherent with a universal design approach which include disabled people have already been on the World Cities agendas. The prominent institutions with universal design such as ICOMOS, UNESCO and related departments of the European Union support the cities with various agreements, guidelines, and initiatives. In this study, the cities Salzburg-Austria, Lyon-France, Avila-Spain, Luxemburg, Krakow, and Warsaw-Poland that are both on UNESCO’s World Heritage List and have won the EU Access City Awards which are and Turkish cities such as Suleimani Region-Istanbul, Safranbolu-Karabük and Han’s Region-Bursa which are in the UNESCO’s World Heritage List are tried to be compared and evaluated under Sustainable Universal Design Accessibility Criteria. Universal design principles of ICOMOS and EU Access City Awards are synthesized to address the Sustainable Universal Design Accessibility Criteria at the historical urban sites. These cities are analyzed under these criteria to discuss the importance of universal design in historical cities and to discuss the inadequacies about accessibility as an important component of universal design, in the selected Turkish cities. By doing this, the importance of universal design integrated approaches is tried to be mentioned.Yayın Giriş yazısı(Maltepe Üniversitesi Yayınları, 2020) Alp, Jülide; Onur, Aliye Ceren; Alp, Jülide; Onur, Aliye CerenMekansal ayrışma en yalın tabiriyle, bir toplumu oluşturan farklı sosyal-ekonomik sınıfların çeşitli nedenlerle birbirlerinden ayrılması sürecidir. Mekânsal ayrışma, mekânsal ve sosyal açıdan farklılaşan ve birbirinden zaman içinde kopan toplumların iletişimi en düşük seviyeye çekmesi olarak da tanımlanabilir. Kavram çoğu zaman sosyal ayrışma kavramı ile birlikte ele alınmakta olup, bu kavramlara dair pek çok farklı görüş bulunmaktadır. Harvey (2002) mekânsal farklılaşmanın, toplumsal farklılaşma ve sınıflar arası ilişkilerin sürekli olarak yeniden üretilerek sürdürüldüğü bir süreçte araç olarak nitelendirilebileceğini; bunun, toplumsal ilişkilerin temelinde var olan bir sorun olarak tanımlamaktadır. Toplumsal yapı ve mekânsal ayrışma arasındaki ilişki bir neden-sonuç ilişkisinden öte, etkileşimli, birbirini sürekli olarak değiştirip, dönüştürüp, destekleyen bir iletişime dayandığından bahsedilmektedir (Marmasan, 2014). Işık ve Pınarcıoğlu mekansal ayrışmayı “…ekonomik, sosyo-ekonomik, kültürel ya da etnik temellerde tanımlanabilecek bir grubun kendi iradesiyle ya da kendi iradesi dışında mekanda bir araya gelmesi” olarak tanımlamakta; insanların kendi istekleriyle gönüllü olarak toplumdan ayrışmalarının söz konusu olduğu gibi, toplumsal dışlanma yoluyla ve gönülsüz bir araya gelme zorunluluğu sonucunda da mekansal ayrışmanın oluşabileceğine dikkat çekmektedirler. Mekansal ayrışma süreci insanların kendilerine benzer özellik gösteren insanlarla belli bir zaman ve mekanda bir arada yaşamalarının ortak sonuçlarıyla ilgilidir.” (Bektaş ve Yücel, 2013) Sosyal ayrışma ise Andersen (2004) tarafından “gruplar arasında artan sosyal ve kültürel farklılıklara yol açan, etnik ya da sosyal olarak farklı grupların mekansal ayrımlaşması” olarak tanımlanmaktadır. Sosyal ve mekansal ayrışmanın, refah devletinin çözülmesi sürecine bağlı olarak doğrudan ve dolaylı, gelirlerdeki uçurumun artması ile keskinleştiği belirtilmektedir (Firidin, 2006).Yayın Green Corridors Lost By Urban Regeneration In Istanbul: An Evaluation On Halic- D100- Zeytinburnu Coast Non-Functional Green Corridor(Kare Publ, 2019) Onur, Aliye Ceren[Abstract Not Available]Yayın Kentsel morfoloji okumaları: Dünden bugüne Yeldeğirmeni(Maltepe Üniversitesi Yayınları, 2023) Delibaş, Meltem; Onur, Aliye Ceren; Alp, JülideŞehir coğrafyasının tamamlayıcı bir kısmını oluşturan ve özgün ortaya çıkış noktası geleneksel merkezlerin kent dokuları olan kentsel morfoloji, temelde “kentsel biçimin fiziksel dokusundaki değişim ile bu değişime neden olan aktörlerin ve süreçlerin incelenmesi” (Larkham ve Jones, 1991) olarak tanımlanabilir (TNUM 2021; Kubay ve Topcu, 2009). Fiziksel bileşenlerin (yapılı ya da doğal) mekansal ilişkileri, kişiler ile mekan arasındaki karşılıklı ilişkiler, süreçler ve mekandaki değişikliklerin temel alındığı kentsel morfoloji çalışmalarında farklı ölçeklerde, farklı aktörlerin, amaçların, gereksinim ve motivasyonların biçimlendirilmesi sonucunda oluşan “kentsel örüntü” araştırmanın temel nesnesini oluşturmaktadır (Ünlü, 2018; Kropf, 2009). Günümüzde planlama, kentsel ve mimari tasarım, peyzaj mimarlığı, kentsel coğrafya, kent sosyolojisi ve mimarlık tarihi gibi çeşitli disiplinlerin etkileşimi doğrultusunda gelişen kent morfolojisi araştırmaları; zaman içerisinde modern kent dokuları, kent-kır, merkez-çeper ilişkileri, kentsel yenileme, dönüşüm, gelişim süreçleri ile kültürel mirası koruma konularını da araştırmalarına katarak bağlamsal çeşitliliğini ve kapsamını genişletmiştir (TNUM, 2021). Bu yönüyle kent morfolojisi, tarihi süreç içinde gelişmiş ve dönüşmüş kent dokusunun katmanlarını ayrıştıracak bir okuma ve veri altyapısı sunmaktadır (Kubat ve Hansoy, 2015).Yayın Kentsel sit alanlarında engelli erişiminin değerlendirilmesi; Safranbolu örneği(Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021) Diken, Eda; Onur, Aliye CerenKültürel mirasımızı yansıtan kentler, bizi geçmişteki yaşam kültürleri ve sosyo-ekonomik yaşamlar hakkında bilgilendiren bölgesel ve ulusal kültürel kimliğimizin bir parçasıdır. Kentlerin ve yapıların sürdürülebilirliği; geleneksel dokuları korunarak ve işlevsel olarak günlük yaşama dahil edilerek sağlanmaktadır. İnsanların kendi ve farklı kültürel yapıları tanımaları ve tarihe olan ilgilerinin artması kültürel miras turizmi açısından önemlidir. Ancak tarihi turizm özelliğine sahip yerleşmelerde topografyaya ve coğrafi koşullara uyumun göz önüne alınmasına rağmen sokaklar, meydanlar, parklar gibi kamuya ait açık alanların engelli insanlar tarafından kullanımı yeterince düşünülememiştir. Günümüzde engelli bireylerin, kent içindeki sosyal hayata katılımının sağlanmasına yönelik çalışmalar uluslararası ve ulusal düzeyde önem kazanmaktadır.21. yüzyılda bireylerin temel haklarının ve hürriyetlerinin sınırlandığı, gerekli yasal düzenlemelerin yetersiz olduğu görülmektedir. Erişilebilir turizm ile engelli bireylerin temel hakkı olan hayata katılım eylemleri için hareketlilik, görme ve işitsel ihtiyaçlarının karşılanması ve alt yapılarının hazırlanması gibi unsurlar önem taşımaktadır. Engelli insanların, turizm faaliyetlerine katılımlarının sağlanması amacıyla birçok uluslararası kuruluşun işbirliğiyle Birlemiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (WTO), bu konuda belirli kriterler oluşturmuştur. Bu çalışma kapsamında Dünya Miras Listesi’nde (UNESCO) bulunan; Avrupa’daki erişilebilir şehir ödülü almış kentsel sit alanları ile Türkiye’deki kentsel sit alanı olarak korunan Safranbolu’nun da içinde yer aldığı evrensel tasarım kuralları ve WTO’nun belirlediği erişilebilir turizm prensipleri doğrultusunda belirlenen “sürdürülebilir kentler de erişilebilir turizm kriterleri”geliştirilmiştir. Daha sonra erişilebilir turizm konusunda potansiyeli olan ancak yeterli kentsel donanıma sahip olmayan, önemli bir turizm destinasyonu olan Safranbolu’nun engelli turizmi açısından sorun ve potansiyelleri belirlenen kriterler çerçevesinde irdelenerek, mevcut potansiyelini arttırmak ve erişilebilir turizmi sağlamak için gerekli yönetimsel ve mekânsal öneriler geliştirilmiştir.