Maltepe Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Maltepe, Maltepe Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Yayın
Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür
(T.C. Maltepe Üniversitesi, 2014) Sungur, Elif
Kültürün bir referans ve çerçeve oluşturarak, bir zemin yaratarak, insanların tutumlarını ve dolayısıyla günlük yaşam davranışlarını etkilediği bilim ve uygulamacı çevrelerce kabul edilmektedir. Bir toplumda, bir şehirde veya bir işyerinde sağlık ve güvenliğe ilişkin ortaya çıkan sonuçlar, oraya özgü olan, olumlu ya da olumsuz özellikler taşıyan sağlık ve güvenlik kültüründen etkilenmektedir. Toplumsal kültürün bir fonksiyonu olarak sağlık ve güvenliği destekleyen inançlar, değerler, kabuller ve yönetim tarzı, bireylerin davranışlarını, günlük yaşamdaki, trafikteki, çalışırken vb. tüm davranışları olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Olumlu yönde olan etki ise, kaza sayılarında azalma, emniyetli yaşam kurallarına ve süreçlere uyumda artış, sağlık ve güvenlik çalışmalarına katılım, güvenli davranışlarda artış, vb. göstergelerden izlenebilir. Olumlu sağlık ve güvenlik kültürü ortamının toplumda ve işletmelerde oluşturulabilmesi için yapılan teknik, yapısal ve yönetsel çalışmaları hayata geçirmek için iletişim disiplininden yararlanmak gerekmektedir. Kültürün en önemli olan yönü iletişim, güvenlikle ilgili sorumlukların algılanmasını, bilgilendirmeyi ve güveni oluşturur. Kültürel değişim kısa sürede sağlanamaz. Yeterli çaba ve zaman harcanan kültür değişimi programlarından olumlu ve sürdürülebilir sonuçlar alınabilir. Kültür değişimi programlarında, kampanyalar yoluyla sağlık ve güvenliğin önde tutulacağına ilişkin kararlılık vatandaşlar, kamuoyu ve diğer paydaşlarla paylaşılabilir. Kültür değişimi için çok önemli olan eğitim çalışmaları, amaç ve hedefleri belirlenmiş, eğitilenlere özgü farklılıklar dikkate alınarak yöntem ve malzemesi geliştirilmiş planlı iletişim aktiviteleri olarak düzenlenmelidir. Ortak bir kültür ufku oluşturabilmek için, diğerlerinin içinde bulunduğu kültürel ilişkiler yumağını kavramak, kabul etmek, toleransla karşılamak, kendi kültürel bağlamı ile diğerinin arasında eleştirel bir bağ kurmak gerekir. Toplumda paylaşılan sağlık ve güvenlik kültürüne ait parametrelerin iyi anlaşılabilmesi, kamu yönetiminin kamuoyunun sağlıklı ve güvenli davranışlarını artırmaya yönelik çabalarını desteklemek üzere etkili iletişim içerikleri ve kampanyalar hazırlanmasına yardımcı olur. Çalışanların sağlıklı ve güvenli davranışlarını iş süreçlerinin ayrılmaz bir parçası yapmayı ve kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarıyla trafik vb gibi konularda güvenli davranışların artırılmasına katkı vermeyi hedefleyen işletme yönetimlerinin kültürün bir fonksiyonu olarak iletişimi ele alması, uygun iletişim süreç ve araçlarının tasarımına olanak verecektir.
Yayın
Sağlık ve Güvenliğe İlişkin Algılarımız Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi
(T.C. Maltepe Üniversitesi, 2014) Kılıç, Nevin
Sağlık ve güvenliğe ilişkin algılarımız, doğduğumuz andan başlayarak, içinde büyüdüğümüz aile ile içinde yaşadığımız çevre ve toplumun izlerini barındırır. Bu konular, psikolojinin en genel prensipleri olan klasik koşullanma, edimsel koşullanma ve model alma gibi öğrenme ilkeleri ile açıklanabilir ve detaylı olarak ele alınabilir. Ancak, kitlesel iletişim yoluyla davranışları etkileyebilene ve sağlık ve güvenliğin geniş kitlelerce “satın alınabilir” veya “işe yarar” unsurlar olarak konumlandırılabilmesi, bu sorunların çözümünde bir araç olarak kullanılabilmesi, konunun öğrenme ilkelerinden farklı perspektiflerle de ele alınması gereğini gündeme getirir. Ürünlerin ve fikirlerin geniş kitlelere pazarlanmaya başlandığı 20. yy ortalan sosyal psikoloji alanının bu konu ile ilgilenmeye başladığı zamanlan da işaret etmektedir. En temel anlamda, belirli bir kitle üzerinde tutum ve davranış değişimi yaratmayı hedefleyen iletişim unsurları “Kim, Kime, Neyi, Nasıl Söylüyor?’ düsturu ile özetlenmiştir. Bu yıllara, “Mesajın Kaynağı, Mesaj, Hedef Kitle ve Ortam Özelliklerini ele alan Yale Tutum Değişimi Yaklaşımı çalışmalara damgasını vurmuştur. Takip eden yıllar içerisinde konu ile ilgili yapılan pek çok araştırmada ikna edici iletişimlerin yapısı ele alınmış ve hedef kitle özelliklerine göre mesajların içerik ve şekil olarak yapısı ve iletim yollarının etki büyüklüğünü nasıl değiştirdiği incelenmiştir. Bu çalışmaların sonuçlan, herhangi bir fikri veya ürünü kabul ettirmede kaynağın uzmanlığı, inanırlırğı, hedef kitlenin özellikleri, mesajın barındırdığı söylem gibi çeşitli özelliklerin göreli önemine işaret eden bulgular ortaya koymuştur. (Kağıtçıbaşı, 2008; Taylor, Peplau ve Sears, 2007). Son yıllarda ise sağlık ve güvenliğe ilişkin algılarımızı etkilemede Planlı Davranış Kuramı unsurlarından yararlanılmaktadır. Planlı Davranış Kuramı (Ajzen, 1985; Fisbein ve Ajzen, 2005), insan davranışlarının rasyonel olduğunu, bir niyet temelinde ortaya çıktığım savunur. Niyeti belirleyen unsurların ise kişinin söz konusu davranışa ilişkin yargılan (tutum), o davranışın toplumsal ve öznel normlara uygunluğu (öznel norm) ve davranışın algılanan kolaylık derecesi (algılanan kontrol ) ile belirlendiğini öne sürer. Kuramda ayrıca, niyet aracılığı olmadan davranışı doğrudan etkileyen ‘alışkanlıklar’ boyutundan da bahsedilmektedir. Bu sunumda, toplum sağlığını ilgilendiren konularda kitlelere ulaşırken verilen mesajların nasıl belirlenebileceği, hedef kitle özelliklerine göre nasıl yapılandırılırsa daha fazla amacına ulaşılabileceği ve hangi yollarla iletilmesi gerektiği konulan araştırma bulgular ve geçmiş ve güncel kampanyalardan örnekler ile ele alınmaktadır.
Yayın
Teke zortlatması olarak adlandırılan ezgilerin Konya/Taşkent ilçesindeki 9/16’lık ezgilerle karşılaştırılması / Comparıson of the melodıes called teke zortlatma wıth the 9/16 melodıes of Konya/Taşkent dıstrıct
(Motif Yayıncılık, 2025) Nafiz
Konya ilinin 31 ilçesinden biri olan Taşkent, İç Anadolu Bölgesi’nin ve Konya ilinin en güney ucunda, Orta Toroslardaki Taşeli Platosunda yer almaktadır. Konya ilinin idarî sınırları içerisinde olmasına karşın coğrafî olarak Akdeniz bölgesine olan yakınlığı ve bir Yörük-Türkmen yerleşim yeri olması ilçenin müzik geleneğini şekillendiren unsurların başında gelmektedir. Teke bölgesi müzik geleneği ile ilgili birçok yayın yapılmasına karşın Taşkent türkülerinin bahsi geçen bölgenin türküleri ile karşılaştırılmasının yapıldığı bir çalışmaya rastlanılmadığından Taşkent’te icra edilen 9/16’lık ölçüye sahip “iyi oyun” (düz oyun), “sallama”, “gelin okşama” ve “gelin kına havası” türküleri ile Teke yöresinin teke zortlatma havaları yaratım, icra ve ezgi (melodik-ritmik) özellikleri bakımından karşılaştırılarak benzerlik ve farklılıklarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada nitel yöntem benimsenmiş olup tarama modeli kullanılmıştır. Teke yöresi olarak adlandırılan Burdur, Antalya, Denizli, Afyon, Isparta, Muğla illerinden derlenen ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Türk Halk Müziği (THM) repertuvarında kayıtlı olan türküler taranarak 48 teke zortlatma havası tespit edilmiştir. Bu çalışmada tespit edilen 48 vokal-vokal/enstrümantal teke zortlatma havası ile TRT THM repertuvarında kayıtlı, Konya/Taşkent’ten derlenmiş 9/16’lık ölçüdeki 7 ezgi karşılaştırılarak incelenmiştir. Yapılan tespitler neticesinde Taşkent’te icra edilen 9/16’lık ölçüdeki sallama adı verilen oyunlu müzik türünün melodik, ritmik ve oyun figürleri bakımından teke zortlatmaları ile benzer olduğu; iyi oyun adı verilen oyunlu müzik türünün ise sadece melodik ve ritmik yapıları itibarıyla teke zortlatmalarına benzediği, oyun figürleri bakımından ise benzerlik göstermediği tespit edilmiştir. Taşkent yöre kadınları arasında defle icra edilen iyi oyun, sallama, gelin okşama ve kına havalarının ilçedeki icra şekli açısından Burdur’da dımıdan, Isparta’da gakgili, dattiri adı verilen havalar ile benzerlik gösterdiği görülmüştür.
Yayın
Akıllı konut mutfaklarının incelenmesi ve bir model önerisi / Examination of smart residential kitchen and a model proposal
(Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021) Akkaya, Candan; Altın, Elif
İnsanlar, ilk çağ başlangıcından günümüze kadar yaşamlarının devamını sağlayabilmek için, besin ve içecek tüketimine her zaman ihtiyaç duymuşlardır. Zamanla yaşam koşullarının gelişmesi, insanların gereksinimlerinin artmasıyla birlikte mutfak kavramı oluşarak şekillenmiş ve insanların ihtiyaçlarını karşılayacak alanı ortaya çıkarmıştır. İlkel dönemde mutfak mekân kurgusu dışarıdaki ateş ve içerideki depolamadan ibaret iken, ilerleyen süreçte bu yaklaşım ateşin ocak haline gelip mekânın içine alınması ve mekâna farklı fonksiyonlarında yüklenmesiyle gelişmiştir. Mutfak zamanla kendi sınırları içerisinde kullanıcılara çeşitli faaliyetlere olanak veren, gün içerisinde çoğu zamanlarının bu alanda geçirdikleri mekân haline dönüşmüştür. Sürekli gelişme gösteren mutfak, kullanıcıların yeme, içme ve depolama ihtiyaçlarını karşılarken, 20.yy ve 21.yy’da tasarımcılar göz zevkine hitap eden, aynı zamanda estetik, fonksiyonellik, işlevsellik ve ergonomi ile oluşan mutfakları kullanıcılara sunmaya başlamış, kullanıcılar bu sayede mutfaktan daha fazla verim almaya başlamışlardır. Zamanla teknoloji mutfakla birleşerek akıllı mutfaklar ve mutfak ekipmanları ortaya çıkmıştır. Akıllı mutfaklar kullanıcıların hayat kalitesini yükseltmek için bu mutfaklara öncelik tanımalarını sağlayacak çeşitli düzenekleri kapsamaktadır. Bu araştırmada, insan hayatının çoğu zamanının geçirdiği, yeme içme gibi başlıca gereksinimlerin karşılandığı mutfak alanının gelişim evreleri, tasarım kriterleri, mutfak ihtiyaçlarının günümüz yaşantısına gelene kadar nasıl dönüşüm gösterdiği gözlemlenmiştir. Sonrasında akıllı mutfaklarla entegre olan mutfak alanları yıl bazında incelenerek gelecek mutfakların ön görüsü ile bir akıllı mutfak tasarlanıp 3d şeklinde modellenip anlatılarak araştırma ele alınmıştır. Sonuç kısmında araştırmaya katılan mutfakların özellikleri ve gelişim süreçleri gözlemlenerek oluşturulan mutfağın genel değerlendirmesi yapılmaktadır. Teknolojinin mutfak tasarımında etkin rol oynamasının yanı sıra kullanıcı için ayrılan mekân, donatı işlevselliği ve malzemenin dayanıklılık özelliğinin de önemli olduğu çalışmayla açığa çıkmıştır.
Araştırmacı
ANGÜN, Serdar
Müdür