Hemodiyaliz hastalarında transtorasik ekokardiyografi ile diyaliz öncesi ve sonrası koroner akım rezervinin değerlendirilmesi

dc.contributor.advisorTülbek, M. Yaşar
dc.contributor.authorKarabulut, Murat
dc.date.accessioned2024-07-12T22:16:35Z
dc.date.available2024-07-12T22:16:35Z
dc.date.issued2009en_US
dc.date.submitted2009en_US
dc.departmentFakülteler, Tıp Fakültesien_US
dc.description.abstractGünümüzden hemen elli sene öncesine kadar kronik böbrek hastalığı bulunan kişiler, hastalık son döneme ulaştığında kaçınılmaz bir şekilde ölüm ile karşı karşıya kalıyorlar, tedavilerini üstlenmiş olan hekimler, hemşireler, tüm sağlık çalışanları hiçbir şey yapamamanın acısını çekiyorlardı. 1960’lı yılların başında kronik böbrek yetersizliği (KBY) hastalarında kronik hemodiyaliz (HD) tedavisi uygulamasının başlamasıyla bütün dünyada son derece büyük bir devrim gerçekleştirildi, kaçınılmaz olan ölüm uzun seneler geriye atıldı, hastalara önemli ölçüde sağlıklı yaşam sağlandı. Bugün dünyada bir buçuk milyona yakın, ülkemizde 40 bin dolaylarında insan diyaliz tedavileri ile yaşamını sürdürmektedir. Ekokardiyografi koroner arter hastalıkların değerlendirilmesinde noninvaziv, ucuz ve kolay uygulanabilir bir yöntemdir. Koroner akım rezervi ölçülmesi koroner dolaşımın genel fonksiyonunu değerlendirmek için ortaya konulmuş bir laboratuar yöntemidir. Epikardial koroner arterler ile mikrodolaşımdaki akımın bütünleşik ölçüsü olarak kabul edilen bir parametre olup en üst düzeyde koroner vazodilatasyondaki koroner kan akımının, istirahat akımına oranı olarak hesaplanır. Kronik HD’in uzun vadeli dönemde kalp fonksiyonları üzerine yarattığı etki iyi bilinmekle beraber, kısa vadeli etkileri kapsamlı ve net bir şekilde ortaya konmamıştır. Yüksek frekanslı transducer’e sahip yeni nesil ekokardiyografi cihazları ile epikardiyal koroner arterler, özellikle sol ön inen koroner arter( left anterior decending=LAD ) net olarak görüntülenebilmekte ve akım profilleri kaydedilebilmektedir. Koroner akım rezervinin değerlendirilmesinde transtorasik ekokardiyografinin girişimsel yöntemler kadar başarılı olduğu gösterilmiştir. Koroner akım rezervindeki akut değişiklikler iskemik kalp hastalıkları ile sonuçlanır. Yapılan çalışmalarda, her HD seansı sırasında akut koroner sendrom insidansının arttığı bildirilmektedir. Bu durum, yüksek olasılıkla HD’in ortaya çıkardığı ciddi sıvı ve elektrolit dengesizliğine bağlıdır. Sıvı ve elektrolit dengesizliği tüm homeostazda dengesizlik yaratırken, koroner vasküler yatağın akım özelliklerinde de değişiklik yapacağı açıktır. Yukarıda anlatılan bilgiler göz önüne alındığında, bu çalışmada, kronik HD tedavisi alan hastalarda HD seansları sonrası ortaya çıkabilen akut miyokard iskemisi olaylarının değerlendirilmesine yardımcı olacağı düşüncesi ile transtorasik ekokardiyografi ile bir HD seansı öncesi ve sonrasında koroner akım rezervindeki değişimlerin araştırılması amaçlandı. en_US
dc.identifier.citationKarabulut, M. (2009). Hemodiyaliz hastalarında transtorasik ekokardiyografi ile diyaliz öncesi ve sonrası koroner akım rezervinin değerlendirilmesi. (Yayımlanmamış Tıpta Uzmanlık Tezi). Maltepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İstanbul.en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12415/10339
dc.language.isotren_US
dc.publisherT.C. Maltepe Üniversitesi, Tıp Fakültesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.snmzKT0366en_US
dc.titleHemodiyaliz hastalarında transtorasik ekokardiyografi ile diyaliz öncesi ve sonrası koroner akım rezervinin değerlendirilmesien_US
dc.typeSpecialist Thesisen_US
dspace.entity.typePublication

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Yükleniyor...
Küçük Resim
İsim:
Hemodiyaliz hastalarında transtorasik ekokardiyografi ile diyaliz öncesi ve sonrası koroner akım rezervinin değerlendirilmesi
Boyut:
1.65 MB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Açıklama:
Tam Metin / Full Text