Yazar "Yüce, Melek" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın İNŞAAT PROJELERİ ÇERÇEVESİNDE TAŞINMAZDA (ARAZİDE) MEVCUT İPOTEKLERİN KAT İRTİFAKINA / KAT MÜLKİYETİNE GEÇİŞ SONRASI HÜKÜM VE SONUÇLARININ TÜKETİCİ HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ(2022) Özmen, Etem Saba; Yüce, MelekGünümüzde konut ve işyerine yönelik sat-yap muadili yapılan ön ödemeli konut satışları yaygın bir şekilde görülmektedir. Bu şekilde yapılan projelerde yüklenicilerin ilk aşamada oldukça yüksek miktarlarda kredi kullandığı, bu krediler çerçevesinde projenin gerçekleştirildiği taşınmaz üzerinde banka lehine ipotek tesis edildiği görülmektedir. Taşınmaz üzerinde projenin ilerleyen aşamalarında kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulması halinde, uygulamada mevcut ipotek kurulduğu miktar üzerinden, kat mülkiyeti kütüğünde açılan bağımsız bölüm sayfalarına taşınmaktadır. Tüketicilerin çoğu projelerden bağımsız bölüm satın aldıklarında, bağımsız bölümlerinin değerlerinden çok fazla, neredeyse projenin tamamının değerine yakın bir miktarla yüklü olarak mülkiyeti kazanmakta; bu durumun ya farkına varmamakta ya da farkına varsalar bile sorun olmayacağını düşünmektedirler. İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla satış yapılması ihtimalinde tüketiciler durumdan haberdar olup, satın aldıkları bağımsız bölümün satışına katlanmak zorunda kalmaktadırlar. Bu uygulama Türk Medeni Kanun madde 889’a aykırıdır. Uygulamada tapu uygulaması nedeniyle ortaya çıkan bu kanuna aykırı durumun düzeltilmesi zorunludur. Bunun için yapılması gereken ise, TMK m.889 hükmünün uygulanması ve mevcut ipotek miktarının bağımsız bölümlerinin değerleriyle orantılı olarak tapu kayıtlarına taşınmasıdır. Tapu müdürlükleri tarafından görevleri gereği ipotek miktarının dağıtımının yapılması zorunluyken, yapılmaması sonucu hem tüketiciler hem de diğer alıcılar zarara uğramaktadır.Yayın Sözleşmede Muacceliyet Bildirimi Belirlenmesi ve Sonuçları(2022) Yüce, MelekSözleşme kapsamında olan borçların ifası bakımından belirlemelerden biri de, borçların muacceliyetinin bir bildirime bağlanması hâlidir. Muacceliyet bildirimi olarak adlandırılan bu bildirim, sözleşme taraflarından birine verilebileceği gibi, üçüncü kişiye de verilebilir. İrade özgürlüğü kapsamında, emredici hükümlere aykırılık olmadıkça, bu şekilde yapılan belirlemeler geçerli olur. Muacceliyet bildirimi tek taraflı kullanılan yenilik doğuran bir haktır. Bildirim ifa zamanını belirleyerek, borcu muaccel hâle getirdiğinden borç ilişkisi bakımından yeni bir durum ortaya çıkarır; bu nedenle kurucu yenilik doğuran hak niteliğine sahiptir. Buna bağlı olarak, yenilik doğuran hakların kullanılmasına ilişkin kurallar bildirim bakımından da uygulanır. Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.117/II uyarınca muacceliyet bildiriminin varlığı hâlinde, ayrıca temerrüt ihtarına gerek yoktur. Çalışmada muacceliyet bildiriminin belirlenmesi, kime verildiğine ve kullanılmasına ilişkin özellikler, son olarak da temerrüde bağlı sonuçlar irdelenmiştir.