Yazar "Koç, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın John Rawls'un "gerçekçi ütopya" idesi gerçekleşebilir mi? Siyaset ontolojisi açısından "Halkların Hukuku"(Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Koç, Mustafa; Tunçel, AhuJohn Rawls Halkların Hukuku (1999) adlı eserinde bir Halklar Toplumunun mümkün olduğunu savlar ve bu idesini ?gerçekçi ütopya? olarak adlandırır. Halklar Toplumuna giden yolun kılavuzluğunu Halkların Hukuku yapacaktır. Rawls‘un gerçekçi ütopya idesinin gerçekleşebilirliğini sorgulayan çalışmamız Halkların Hukukunun çerçevesinin çizildiği ideal kuram ve ideal olmayan kuramlarda yeralan argümanları, eleştirel analitik yönteme dayalı olarak, siyaset ontolojisinin ışığında sınamaktadır. Uyguladığımız yöntem gerçekçi ütopyanın ?gerçekçi? ve ?ütopik? öğelerinin doğruluk ve geçerliliklerini açığa çıkan çeşitli tartışma konuları üzerinden değerlendirmektedir. İdeal kuramın birinci bölümünde öne çıkan temel tartışma noktaları olarak Halkların Hukukunun ilkeleri ve onun optimist karakteristiği, gerçekçi kuramın eleştirisi ve demokratik barış düşüncesi ve kamusal akıl düşüncesi gibi konular gerçekçi ütopyaya rasyonel-optimist bir başlangıç hazırlamaktadır. Liberal halkların düzgün hiyerarşik halklar ile ilişkilerini konu edinen ideal kuramın ikinci bölümünde ise ön plana çıkan tartışma noktaları liberal olmayan halkların hoşgörülmesi, Kazanistan tasarımı ve Rawls‘un insan hakları minimalizmine yol açan dar insan hakları öğretisidir. Gerçekçi ütopya idesi bu ikinci bölümde idealist-minimalist bir içeriklendirmeye uğrar ve böylelikle ?gerçekçi? öğeden yavaş yavaş ayrılmaya başlar. Rawls‘un idesinin ?gerçekçi? öğeyi yitirmeye yüz tuttuğu yer ise ideal olmayan kuramda yürütülen tartışmalarda görülür ki, haklı savaş doktrininin temellendirilişi, yardım etme yükümlülüğü anlayışı ve küresel dağıtımcı adalet ilkesi ile küresel eşitlikçi ilkenin eleştirisi idenin artık ?gerçekçi? öğeden kökten kopuşuna yol açar. Problematik yapıyı doğuran faktör Rawls‘un bu konuları değerlendirişinde takındığı pragmatk tutumda yatmaktadır. Sonuçta Rawls, ideal olmayan kuramda gerçekçi ütopya idesini köklü bir metamorfoza uğratarak aslında bir ?gerçekçi olmayan ütopya? yaratacaktır. Böylelikle, gerçekçi ütopya idesinin gerçekleşebilirliği sorunu da ontolojik dayanağını yitirmiş olduğu için sonlanacaktır.Yayın John Rawls'un "gerçekçi ütopya" idesi gerçekleşebilir mi? Siyaset ontolojisi açısından "Halkların Hukuku"(Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Koç, Mustafa; Tunçel, AhuJohn Rawls Halkların Hukuku (1999) adlı eserinde bir Halklar Toplumunun mümkün olduğunu savlar ve bu idesini gerçekçi ütopya olarak adlandırır. Halklar Toplumuna giden yolun kılavuzluğunu Halkların Hukuku yapacaktır. Rawls'un gerçekçi ütopya idesinin gerçekleşebilirliğini sorgulayan çalışmamız Halkların Hukukunun çerçevesinin çizildiği ideal kuram ve ideal olmayan kuramlarda yeralan argümanları, eleştirel analitik yönteme dayalı olarak, siyaset ontolojisinin ışığında sınamaktadır. Uyguladığımız yöntem gerçekçi ütopyanın gerçekçi ve ütopik öğelerinin doğruluk ve geçerliliklerini açığa çıkan çeşitli tartışma konuları üzerinden değerlendirmektedir. İdeal kuramın birinci bölümünde öne çıkan temel tartışma noktaları olarak Halkların Hukukunun ilkeleri ve onun optimist karakteristiği, gerçekçi kuramın eleştirisi ve demokratik barış düşüncesi ve kamusal akıl düşüncesi gibi konular gerçekçi ütopyaya rasyonel-optimist bir başlangıç hazırlamaktadır. Liberal halkların düzgün hiyerarşik halklar ile ilişkilerini konu edinen ideal kuramın ikinci bölümünde ise ön plana çıkan tartışma noktaları liberal olmayan halkların hoşgörülmesi, Kazanistan tasarımı ve Rawls'un insan hakları minimalizmine yol açan dar insan hakları öğretisidir. Gerçekçi ütopya idesi bu ikinci bölümde idealist-minimalist bir içeriklendirmeye uğrar ve böylelikle gerçekçi öğeden yavaş yavaş ayrılmaya başlar. Rawls'un idesinin gerçekçi öğeyi yitirmeye yüz tuttuğu yer ise ideal olmayan kuramda yürütülen tartışmalarda görülür ki, haklı savaş doktrininin temellendirilişi, yardım etme yükümlülüğü anlayışı ve küresel dağıtımcı adalet ilkesi ile küresel eşitlikçi ilkenin eleştirisi idenin artık gerçekçi öğeden kökten kopuşuna yol açar. Problematik yapıyı doğuran faktör Rawls'un bu konuları değerlendirişinde takındığı pragmatk tutumda yatmaktadır. Sonuçta Rawls, ideal olmayan kuramda gerçekçi ütopya idesini köklü bir metamorfoza uğratarak aslında bir gerçekçi olmayan ütopya yaratacaktır. Böylelikle, gerçekçi ütopya idesinin gerçekleşebilirliği sorunu da ontolojik dayanağını yitirmiş olduğu için sonlanacaktır