Yazar "Baysungur, Volkan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Akciğer kanserini taklit eden organize pnömoni: onyedi olgu tecrübemiz(Maltepe Üniversitesi, 2013) Kanbur, Serda; Alpay, Levent; Atinkaya, Cansel; Mısırlıoğlu, Aysun; Demir, Mine; Doğruyol, Talha; Baysungur, Volkan; Yalçınkaya, İrfanLokalize organize pnömoniler radyolojik olarak bazen akciğer kanseri ile benzerlik göstermektedir. Operasyon öncesi tanı konulamayan ve tedaviye rağmen gerilemeyen bir çok olgu rezeksiyona kadar gidebilmektedir. Bu seri opere ettiğimiz, final patolojileri organize pnömoni olarak raporlanan 17 hastayla ilgili tecrübelerimizi içermektedir. Kliniğimizde Şubat 2006-Aralık 2011 yılları arasında fokal pulmoner lezyonu olan 1266 hastaya akciğer rezeksiyonu yapıldı. Bu çalışmanın temelini oluşturan 84 hastada rezeksiyon sonrası benign patolojik lezyon saptandı. Bu hastaların 17'sinde operasyon sonrası tanı organize pnömoni olarak raporlandı. Hastaların hepsinde operasyon sırasında kitle örneklenerek frozen section ile değerlendirildi. Bu hastalara cerrahi rezeksiyon olarak, videotorakoskopik veya torakotomi ile wedge (n=6 %35) rezeksiyon ve lobektomi (n=11 %65) uygulandı. Rezeksiyon materyellerinden sürüntü alınarak aerobic ve anaerobic bakteriyel, mantar ile mycobacteriyel kültür alındı. Hastaların kliniği, radyolojik bulgular, kitlenin lokalizasyonu ve boyutu, patolojileri, yapılan tedavi ile takipleri incelendi. Hastaların yaşları 40 ile 79 arasındaydı. En sık saptanan klinik belirti öksürük (%94) ve hemoptizi (%59) idi. Radyolojik olarak, parankim yerleşimli, plevrayı invaze etmeyen, yuvarlak ve ya oval şekilde genelde hava bronkogramları da içeren kitlelerin boyutları 2.1 ila 8.7 cm arasında değişmekteydi. Patolojik bulgular ise inflamasyonun eşlik ettiği basit mikroskopik patern ile nekrotizan pnömonik bulgular arasında değişmekteydi. Sadece 11 (%65) vakada etyolojik ajan mikrobiyolojik olarak üretilebildi. En sık etken patojenler, viridans Streptoccocus, Klebsiella ve Neisseria spp saptandı. Hiçbir hastada mortalite, morbidite gelişmedi ve takiplerinde sorun yaşanmadı. Organize pnömonilerin akciğer neoplazmalarından, ayırıcı tanısında zaman zaman zorluklar yaşanmaktadır. Takiplerde, tedaviye rağmen gerilemeyen, kesin tanısı olmayan pulmoner lezyonlarda cerrahi rezeksiyon gerekebilmektedir.Yayın Akciğer kanserinin cerrahi tedavisinde sleeve rezeksiyonlarının yeri(Maltepe Üniversitesi, 2013) Kosif Mısırlıoğlu, Aysun; Alpay, Levent; Kanbur, Serdar; Koşar, Altuğ; Sönmez, Hakan; Demir, Mine; Baysungur, Volkan; Yalçınkaya, İrfan; Örki, TülayAmaç: Bronşial sleeve rezeksiyonlar akciğerin habis ve selim patolojilerinde pnömonektomi operasyonunun alternatifi olarak geliştirilmiş tekniklerdir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Cerrahi merkezinde Eylül 1994- Mayıs 2009 tarihleri arasında 71 hastaya uygulanan sleeve rezeksiyonları incelemek amacıyla yapılmıştır. Bulgular: Uzun dönem takipte sleeve rezeksiyon uygulanan hastalardan 26'sı kaybedildi, ortalama takip süresi 33 ay, maksimum takip süresi 120 aydı. Standart sapması 27.7 olarak bulundu. İki yıllık sağkalım %67.2 (ort.57.3 ay±7.5) olarak saptandı.Komplikasyonların ortaya çıkmasıyla; operasyon yapılan taraf, anastomoz şekli ( tek- tek, devamlı sütür ), olguların yaşı arasındaki ilişki araştırıldı ancak istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç bulunamadı. (Sırasıyla; p=0.09, p=0.4, p=0.3 ).Operasyon tarafının sağ ya da sol olmasının sağkalıma etkisi araştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç bulunamadı (p=0.13). Sağ kalım oranlarını, komplikasyonların varlığına göre değerlendirdiğimizde istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte, anlamlıya yakın sonuç elde edildi (p= 0.08). Sağkalım oranlarının, uygulanan ek cerrahi işlemlerden etkilendiği istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p= 0.03). N faktörü; N0, N1 ve N2 olmak üzere üç ayrı gruba ayrıldı ve sağkalıma etkisi araştırıldı ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu ( p= 0.03). 2 yıllık sağkalım N0'da % 81.5, N1'de % 63, N2'de % 21 olarak bulundu. Tümör çaplarının sağkalıma etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı ( p=0.6) Sonuç: Sleeve rezeksiyonlar diğer rezeksiyonlar gibi düşük mortalite ve morbidite ile yapılabilir.Yayın Pnömonektomilerde majör mortalite ve morbidite kriterleri(Maltepe Üniversitesi, 2013) Alpay, Levent; Laçin, Tunç; Kıral, Hakan; Mısırlıoğlu, Aysun; Ocakcıoğlu, İlhan; Coşgun, Tuğba; Baysungur, Volkan; Yalçınkaya, İrfanAmaç: Çalışmamızın amacı pnömonektomi yapılan hastaların mortalitesini ve morbiditesini incelemek, komplikasyonları özellikle bronkoplevral fistülleri (BPF) ayrıntılı olarak irdelemektir. Metod: Ekim 2005-Ocak 2011 tarihleri arasında pnömonektomi yapılan 178 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Yaş, cinsiyet, operasyon tarafı, indüksiyon terapisi, eşlik eden sistemik hastalık ve kanser evreleri belirlendi. İstatistik olarak lojistik regresyon analizi uygulandı. Hastaların morbidite ve mortalite değerlerinin bu parametrelerle ilişkisi değerlendirildi. Bulgular: Ortalama yaş 57,3 olarak belirlendi. 40 hastada (%22,4) majör morbidite gelişti; 11 hastada (%6,1) bronkoplevral fistül (BPF), 11 hastada (%6.1) postoperatif aritmi, 5 hastada akut respiratuvar yetmezlik (%2.8), 5 hastada pnömoni (%2.8) ve 8 hastada (%4.6) diğer morbiditeler gelişti. Neoadjuvan tedavi alan 11 hastadan 5 kişide (%44.9) bronkoplevral fistül görüldü (p=0.01). Ondört hastada (%8.1) mortalite görüldü. Bu 14 hastanın 5‘i (%35.7) geç dönem bronkoplevral fistül ve fistül komplikasyonları nedeniyle kaybedildi. Bronkoplevral fistül riski sağ pnömonektomi sonrası (7/77,%9), sol pnömonektomiye oranla (4/101,%3.9) daha yüksekti. Morbiditeyi artıran faktörler ileri yaş (p=0.01) ve sağ pnömonektomi (p=0.03) idi. Mortaliteyi anlamlı düzeyde etkileyen faktör ise ileri yaş (p=0.049) idi. Sonuç: Pnömonektomi akciğer rezeksiyonları içinde hastaların yaşam kalitesini en kötü etkileyen, mortalite ve morbidite oranı en yüksek operasyon şeklidir. Bu sebeple operasyon sonrası daha çok risk taşıyan grupların değerlendirilebilmesi ve dikkatli olunması önemlidir. Operasyon sonrası gelişebilecek komplikasyonlara karşı erken tanı için hastalar iyi takip edilmelidir.