Yazar "Atasoyu, Enes Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Accidental oral poisoning caused by RDX (cyclonite): a report of 5 cases(SageJournals, 2003) Küçükardalı, Yaşar; Acar, H. Volkan; Özkan, Sezai; Nalbant, Selim; Yazgan, Yusuf; Atasoyu, Enes Murat; Keskin, Özcan; Naz, Alişan; Akyatan, Nevzat; Gökben, Melih; Danacı, MehmetThe explosive RDX (hexogen, cyclonite) is usually used for the production of C-4 explosive. The rare occurrence of accidental and intentional RDX intoxications has been reported during manufacturing process or in wartime. In this article, the authors report 5 cases of accidental oral RDX poisoning. On admission, observed signs and symptoms included repetitive generalized tonic-clonic convulsions, postictal coma, lethargy, confusion, hyperreflexia, postictal amnesia, nausea, vomiting, abdominal tenderness, sinusal tachycardia, dysrhythmia with frequent ventricular premature beats, generalized muscle spasms, and myoclonus. Leukocytosis, mild anemia, methemoglobinemia, elevated levels of blood glucose, serum aspartate transaminase, alanine transaminase, lactic dehydrogenase, creatine phosphokinase, amilase, hypokalemia, metabolic acidosis, proteinuria, glucosuria, and myoglobinuria were also noted. Plasma RDX concentrations were 268 to 969 ng/mL at 3 hours of ingestion. For management, supportive and symptomatic measures were taken. Whole-bowel irrigation might have been an effective therapeutic procedure due to probable slow gastrointestinal absorption of RDX. Three patients who developed severe metabolic acidosis underwent urgent hemodialysis. All patients were discharged 7 to 21 days after admission without any sequelae. Plasma RDX levels were strongly correlated with the clinical and laboratory manifestations. The available toxicological data on this rare accidental poisoning are reviewed in light of the literature.Yayın Digital benzeri immün reaktif madde (dlis) : Kuru ağırlığın belirlenmesinde yeni bir ufuk mu ?(Turkish Society of Nephrology, 2002) Evrenkaya, T. Rıfkı; Altıntaş, Süleyman; Atasoyu, Enes Murat; Ünver, Suat; Avşar, Kadir; Yiğiner, Ömer; Tülbek, M. YaşarHemodiyaliz hastalarında kuru ağırlığın hatasız olarak ölçülmesi yaşamsal önem taşımaktadır. İntravasküler hipervolemi digital benzeri immiinreaktif madde (digitalis-like immunoreactive substance:DLIS) ve atrial natriüretik peptid (ANP) düzeylerini arttırmaktadır. Endojen DLIS'in anti-digoksin antikorları ile verdiği çapraz reaksiyon nedeniyle, DLIS düzeyleri FPIA (floresan polarizasyon enzim immünassay) ve MEIA (mikropartikül enzim immünassay) yöntemleriyle belirlenmiştir. İncelemeye alınan 42 hemodiyaliz hastasının bazal DLISFPIA, DLIS-MEIA ve ANP düzeyleri kontrol grubundan (n:20) daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). DLIS-FPIA ve DLIS-MEIA arasındaki kuvvetli pozitif korelasyon (r:0.894,p<0.001), bu iki testin birbiri yerine kullanılabileceğini düşündürmüştür. Tüm hemodiyaliz hastaları içinden konvansiyonel kriterlere göre hipervolemik olduğu saptanan 11 hastanın DLIS ve ANP düzeyleri, genel diyaliz populasyonunun benzer parametrelerinden daha yüksek bulunmuştur. Üç aylık ultrafiltrasyon işleminin sonunda DLIS ve ANP düzeylerinin anlamlı olarak azaldığı ve kontrol grubu değerlerine ulaştığı belirlenmiştir. DLIS ve ANP testlerinin kuru ağırlığı belirlemede yararlı olduğu ve ultrafiltrasyona alınan yanıtın değerlendirilmesinde tanısal değere sahip olduğu sonucuna varılmıştırYayın Dissection of the thoracic aorta in a patient with autosomal dominant polycystic kidney disease(ScienceDirect, 2004) Keskin, Özcan; Kalemoğlu, Murat; Atasoyu, Enes Murat; Ünver, Suat; Küçükardalı, Yaşar; Nalbant, Selim; Evrenkaya, Tevfik RıfkıAutosomal dominant polycystic kidney disease (ADPKD) is a systemic illness with a number of extrarenal manifestations. A 61-year-old male patient with known ADPKD was admitted to the emergency room of our hospital in May 2003 with severe chest pain radiating to his neck and back, and a sense of breathlessness. There was no history of trauma. On admission, he was hypotensive (90/50 mmHg) and his heart rate was 110 beats/min. He had a midsystolic murmur, which was most marked at the left sternal edge. His peripheral pulses were weak. Bilateral basal crepitations were found on pulmonary examination. Abdominal examination was normal except for large palpable polycystic kidneys. He had no focal neurologic signs. Laboratory examination showed no significant abnormalities except for raised serum urea (121 mg/dL) and creatinine (4.1 mg/dL). An electrocardiogram showed depression of ST segments in the anterior leads. Emergency computerized tomography scanning of the thorax and abdomen demonstrated dissection and intramural thrombus within the descending thoracic aorta and bilateral polycystic kidneys (Panels A and B).Yayın Genç normotansif ve hipertansif bireylerde ayaktan kan basıncı izlemi sonuçları(Turkish Society of Nephrology, 2001) Atasoyu, Enes Murat; Ünver, Suat; Evrenkaya, T. Rıfkı; Tülbek, M. YaşarKlinik pratikte ve bilimsel araştırmalarda hipertansif hastaların değerlendirilmesinde ayaktan kan basıncı izlemi (AKBİ) uygulamasının önemi giderek artmaktadır. AKBİ kullanılarak değişik yaş, cins ve ırktaki hasta ve sağlıklı grupları içeren çalışmalar yapılmakla birlikte normal kan basıncını (KB) tanımlama konusunda tam bir fikir birliği sağlanamamıştır. Bu çalışmada, 16-35 yaş grubundaki normotansif veya hipertansif olan bireylerin AKBİ uygulaması ile elde edilen KB değerlerini ve diürnal KB değişimini incelemek amaçlanmıştır. Çalışmaya yaşları 16-35 arasında olan 134'ü esansiyelhipertansiyonlu (erkek:67, kadm:67) ve 137'si sağlıklı normotansif olan (erkek:67, kadın:70) toplam 271 birey alınmıştır. Bireylerin tıbbi anamnezi alınıp sistemik muayeneleri ile standart laboratuar testleri yapılmış ve 24 saat süreyle KB ölçmek için noninvaziv AKBİ uygulanmıştır. Tüm çalışma grubunda AKBİ uygulaması ile elde edilen KB değerleri poliklinikte ölçülen KB değerlerinden daha düşük bulunmuştur (pO.001). Normotansif grupta poliklinikte ölçülen ve AKBİ uygulaması ile elde edilen ortalama KB değerleri kadınlarda erkeklerin ortalama kan basıncı değerlerinden düşük saptanmıştır (pO.001). Erkek hipertansif grupta dipper yüzdesi % 41.1 iken, kadın hipertansif grupta bu oran % 55.8 olarak saptanmış ve aradaki fark anlamlı bulunmuştur (p0.05). Hipertansif kadın ve erkeklerin vücut kitle indeksi (VKİ) ortalamaları normotansiflere göre ileri derecede anlamlı yüksek bulunmuştur (p< 0.001). Noninvaziv AKBİ, diürnal KB değişimlerini incelemenin en pratik yolu olup bu özelliği ile hipertansif bireylerde bilinen kardiyovasküler risk faktörlerini saptayan diğer yöntemlerle birlikte kullanılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.Yayın Ulcerative necrosis of the glans penis resulting from polyarteritis nodosa(Wolters Kluwer, 2005) Karademir, Kenan; Şenkul, Temuçin; Atasoyu, Enes Murat; Yıldırım, Şükrü; Nalbant, SelimPolyarteritis nodosa (PAN) may be systemic or isolated in distribution and may involve virtually any organ or tissue in the body. We report an unusual case of PAN with the clinical features of both penile and renal involvement in a 21-year-old man diagnosed incidentally by pathologic examination of the nephrectomized left kidney. Systemic and surgical therapeutic procedures were applied and his symptoms resolved within 6 weeks. Penile ulceration is a rare but serious manifestation of PAN that needs prompt and aggressive treatment.Yayın Ultrafiltrasyonun digital benzeri immünreaktif madde (dlıs), atrıal natriüretik peptid (anp) ve ekokardiyografik parametreler üzerindeki etkisi(Turkish Society of Nephrology, 2002) Evrenkaya, T. Rıfkı; Altıntaş, Süleyman; Atasoyu, Enes Murat; Ünver, Suat; Yiğiner, Ömer; Avşar, Kadir; Pekkafalı, Zekai; Tülbek, M. YaşarHemodiyaliz hastalarında kuru ağırlığın hatasız olarak ölçülmesi yaşamsal önem taşımaktadır. İntravasküler hipervolemi digital benzeri immünreaktif madde (digitalislike immunoreactive substance:DLIS) ve atriyal natriüretik peptid (ANP) düzeylerini arttırmakta ve ekokardiyograflk parametreleri etkilemektedir. İncelemeye alınan 42 hemodiyaliz hastasının bazal DLIS düzeyleri kontrol grubundan (n:20) daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Endojen DLLS'in anti-digoksin antikorları ile verdiği çapraz reaksiyon nedeniyle, DLIS düzeyleri FPIA (floresan polarizasyon enzim immünassay) ve MEIA (mikropartikül enzim immünassay) yöntemleriyle belirlenmiştir. DLIS-FPIA ve DLIS-MEIA arasındaki kuvvetli pozitif korelasyon (r:0.894,p<0.001), bu iki testin birbiri yerine kullanılabileceğini düşündürmüştür. Tüm hemodiyaliz hastaları içinden konvansiyonel kriterlere göre hipervolemik olduğu saptanan 11 hastanın DLIS ve ANP düzeyleri, sağ ve sol atrium çapları genel diyaliz populasyonunun benzer parametrelerinden daha yüksek bulunmuştur. Üç aylık ultrafıltrasyon işleminin sonunda DLIS,ANP düzeyleri ile sağ ve sol atriyum çapları anlamlı olarak gerilemiştir. DLIS ve ANP ölçümlerinin, atrial ekokardiyograflk parametreler ile birlikte , ultrafıltrasyona alınan yanıtın değerlendirilmesinde tanısal değere sahip olduğu sonucuna varılmıştır.