Yazar "Akova, Sibel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Türk dizilerinin Balkanlar’daki etkileri (Sırbistan, Karadağ ve Bosna Hersek Örneklemi) Kültürlerarası iletişim bağlamında; Türk dizilerinin fahri elçiler olmaları söyleminden hareketle, Türk ve Balkan toplumlarının, kültürel ve tarihi benzerliklerini okumak(Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Akova, Sibel; Batuş, GülTez çalışmasının temel amacı, Türkiye’de mevcut iletişim çalışmaları arasında eksikliği hissedilen, kültürlerarası iletişim inceleme ve çalışmalarına katkı sağlamak, ülkemizde sınırlı kaynaklara sahip olan kültürlerarası iletişim konusunda literatüre katkıda bulunmaktır. Kültür, çokkültürlülük ve etniklik kavramları arasındaki ilişkinin, kültürlerarası iletişim savı çerçevesinde incelenmesi, çalışmanın ana temasını oluşturmaktadır. Kültür, çokkültürlülük ve etniklik kavramlarının, anlamlarının derin ve kapsamlarının detaylı olduğu açıktır. İlgili kavramları ve bu kavramlar arasındaki ilişkiyi inceleyebilmek, hedeflenen araştırmanın sınırlarını belirlemek ve kapsamının çerçevesini çizebilmek adına, makul ölçütlerin belirlenmesi, çalışmanın temel sınırlılıklarını oluşturmaktadır. Çalışmada, kültür ve kültüre dair öğeler açıklandıktan sonra farklı kültürlerin, farklı koşullarda ortak yaşam birliktelikleri sağladıkları Balkan toplumlarının, medya vasıtası ile Türkler’e ve Türkiye’ye karşı değişen bakış açıları kültürlerarası iletişim bağlamında belirlenmeye çalışılmıştır. Özgül ve etik kriterlerin ön planda tutulduğu çalışmada, disiplinlerarası ve niteliksel çalışma olan alımlama analizi vasıtası ile kültürlerarası iletişimin ne şekilde tariflendiği ve algılandığı, uygulama örnekleri ile irdelenmiştir. Alan araştırması aracılığı ile ulaşılan sonuçlardan hareket ile kültürlerarası iletişim araştırmalarında sorgulanması gereken temel sorular tespit edilerek, tezin temel sorunları olan ‘’Türk Dizileri’nin Balkan Toplumları Üzerindeki Etkileri’’ ve algıları belirlenmeye çalışılmıştır. Türk dizilerinin Balkan ülkeleri arasında inşa edici harç görevini yerine getirerek, Türk ve Balkan kültürleri arasında, kültür elçiliği görevini üstlenerek, mevcut olan kültürlerarası iletişimi sağlamlaştırdığını ve yeniden anlamlandırdığını ifade etmek mümkündür. Çalışmada aynı zamanda, Türk Dizilerinin Balkanlar’da yaşayan halkların algıları üzerinde ne şekilde ve hangi yönde değişimler sağladığı araştırılmıştır. Balkan coğrafyasında ortak yaşam kültürüne haiz farklı etnik kökenlere mensup birey ve toplumlar arasında oluşan, Türk dizilerine olan ilginin günlük yaşam pratiklerindeki izdüşümleri sorgulanmıştır. Çalışma, kültürel çalışmalar alanında mevcut olan alımlama araştırmaları vasıtası ile oluşturulmuştur. Günümüzde küreselleşme süreci içerisinde meydana gelen kültürel değişimler, küresel ve yerel dinamikler bazında siyasal, sosyal, ekonomik, toplumsal ve akademik alanlarda çeşitli incelemelere konu olmaktadır. Özellikle, son dönemlerde, kültür olgusunun, sosyal bilimler alanına mensup farklı disiplinlerin ilgi odağı haline geldiğini tespit etmek mümkündür. Bu bağlamda, tezin sorunsalı da kültür, kimlik ve etnik kavramlarının birbirinden bağımsız düşünülemeyecek nitelikte girift bir yapıya sahip olduklarıdır. Bu bağlamda, ilgili kavramların aralarındaki ilişki, kültürlerarası iletişim kuram ve savları ile açıklanmaya çalışılmıştır. Gerçekten de, kültür, kimlik ve etnik kavramlarının çalışma alanları çeşitli olmak ile birlikte, kapsamları da oldukça derin ve geniştir. Ancak; araştırmamızın çalışma alanının sınırlarını makul bir çerçeve içerisine alabilmek ve çalışmanın sınırlarını belirlemek adına, ilgili kavramlar ve aralarındaki ilişki, kültürlerarası iletişim bağlamında incelenecektir. Zira; sınırların tespiti çalışmanın başarısı ve özgünlüğü adına büyük önem arz eden bir husustur. Bu sebeple, kültürlerarası iletişimin, çalışmamız adına, kendilerini farklı kültürel gruplar ve etnisiteler olarak tarifleyen toplumlar arasındaki, anlam ihtiva eden paylaşım ve paydaların birbirleri ile olan etkileşimleri ve birlikte yaşamlarına dair ilişkilendirdikleri örnek ve bağlamların, anlam aktarımlarının tespitinde ışık tutan ve yol gösteren bir sav olacağını ifade etmek yanlış olmayacaktır. Kültürlerarası iletişimden bahsedebilmek için, ortak / benzer bir kültüre ve kültürel geçmişe sahip olmak gereklidir. Benzer kültür, dil, simge ve birlikte yaşam tatbikine haiz Balkan topraklarında, yüzyıllardır ortak geçmişi ve yaşamı paylaşmış olan farklı etnik kökenlere mensup Sırp, Hırvat ve Boşnak, Makedon, Rumen, Arnavut, Yunan toplumları kültürlerarası iletişimin en önemli örneğini ve çalışma alanını temsil eder iken aynı zamanda da dünya üzerinde varolan en bariz etnik laboratuarı da temsil etmektedir. Zira Balkanlar, aynı simgenin pek çok anlam ihtiva ettiği, aynı anlamın pek çok simge ile ifade edildiği nadide bir coğrafyadır. Kültürün yüzyıllar süresince biriktirdiği simge dağarcığı, birlikte yaşam düsturunda oluşmuş, ayni ancak –görece- farklı kültürlerin ve kimliklerin, etnik ve kültür ilişkisinin, nasıl anlamlandırıldığını, ne şekilde oluştuğunu ve yorumlandığını, hangi noktalarda farklılaştığını, nasıl paylaşıldığını ve özdeşleşildiğini kültürlerarası iletişim çalışmaları ile ifade etmek mümkün olacaktır. Ülkemizde olduğu gibi Balkanlar’da da kültürel kimlikler ve kültürlerarası iletişim konularında yeterli literatürün mevcut olmadığını ifade etmek yanlış olmayacaktır.Yayın Yugoslav Sineması ve Balkanizm sonrası Bosna-Hersek Sineması’na Bakış: Danis Tanovic Sineması örneklemi(Maltepe Üniversitesi, 2016) Akova, SibelHer bir argümanı ile güncel yaşam pratiklerinden soyutlanmaya olanak tanıyan, büyüsü ile sanatın en çekici dallarından biri olan sinema, kuşkusuz ki olayların, öykülerin, karakterlerin ve hikayelerin betimlendiği mekanlar ile hafızalarda yer edinir. Görkemli dekorları ve büyülü mekanları ile hayaller kurdurabilen, gerçeğe en yakın görüntüleri ile yaşamı sorgulatabilen sinema, mekan kurguları ile anlatılmak istenenin (içerik) kurgu, ideoloji, mizansen ve form gibi sembolik anlatım araçlarını kullanarak, düşün dünyasını zenginleştirmektedir. Toplumsal referansların izdüşümü niteliğine haiz sinema, içeriği, mekanlarının tasarımı, hikayenin gücü ve oyuncularının ifadeleri ve öğeleri ile birey ve toplumlara, gerçek veya hayal söylenmek isteneni, düşünsel ipuçları aracılığı ile görsel algı yaratarak akıl gözüne hitap etmektedir. Çalışma ile ‘’insanlık için, aydınlık için, gelecek için sinema yapıyoruz, filmlerimiz insanlık mücadelesi içindir, kriterlerimiz yoktur’’ söylemi ile hareket eden, sinema disiplini içerisinde farklı bir kıymete sahip Yugoslav Sinemasının (1945-1991) tarihi seyri incelenerek, dönemin iktidarının sinema sanatına bakış açısı ve beklentileri ile dönemin şartları içerisinde mevcut olan siyasal ve toplumsal olayların sinema disiplini üzerindeki etkileri ile sinema yapımcılarının iktidara karşı itaatkar ve muhalif şeklindeki zıt duruşları irdelenmiştir. Yugoslavya’nın dağılma süreci itibariyle, 1992 yılından günümüze kadar olan süreç içerisinde, BosnaHersek ülkesinde sinema sanatının durumu hakkında saptamalar yapılmaya çalışılmıştır. Çalışma karşılıklı görüşme tekniği ile hazırlanmıştır. Karşılıklı görüşme ise BosnaHersek sinemasının en güçlü temsilcilerinden biri olan Yönetmen Danis Tanovic ile gerçekleştirilerek, Yugoslav, Bosna-Hersek ve Danis Tanovic sinemaları üzerine tespitleri içermektedir. Çalışma ile literatürde, Yugoslavya Sineması’na dair olan mevcut eksikliği tamamlayabilmek amaçlanmaktadır.