Lisansüstü Eğitim Enstitütsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 2763
  • Yayın
    Digisapiens kısa filmi bağlamında Marx’ın Yabancılaşma Teorisi üzerinden dijital çağın yeni insanı
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Çakmakcı, Vahit; Çınar, Cem
    Kapitalist üretim tarzının insanla olan ilişkisi, psikolojik ve sosyolojik yönü Marksist düşüncenin temel dayanakları olmuştur. Marx, insan doğası ve emek arasında diyalektik bir ilişki olduğunu ve bu ilişkinin kapitalist sistem tarafından engellendiğini ve yabancılaşma olgusunun saptırılan bu ilişkiden ortaya çıktığını savunmuştur. Marx, bu bağlamda insan doğası ile kapitalist sistem arasındaki ilişkiye sosyal bir somutluk kazandırmıştır. Tarihsel ilerleme düzleminde düşünüldüğünde teknolojik gelişmelerin, üretim tarzlarının da etkisiyle yeni yaşam biçimleri yarattığı görülmüştür. Bu tez çalışmasında Marksist teorinin dayanakları incelenmiş olup, insanın yabancılaşma süreçleri Marksist teori özelinde araştırılmıştır. Yine bu araştırmalara bağlı olarak DigiSapiens filmi üzerinden, kapitalizm ile insan doğası arasındaki ilişki, insanın metalaşması, kapitalist dijital çağ ve yeni tip yabancılaşma gibi kavramların sosyolojik ve psikolojik yönleri analiz edilmiştir. Filmde insan ve insan doğasının kapitalist sistemdeki yabancılaşma boyutları gösterilmeye çalışılmıştır.
  • Yayın
    Müşteri ilişkileri yönetiminin marka sadakatine olan etkisi: GSM çağrı merkezlerine yönelik bir araştırma
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) İşyapan, Akgün Hakan; Eyüboğlu, Ezgi
    Bu araştırmanın amacı GSM sektöründe çağrı merkezlerinde uygulanan müşteri ilişkileri yönetiminin müşterilerin marka sadakatine olan etkisinin incelenmesidir. Araştırma modeli olarak, “tarama modeli” yürütülmüştür. Ayrıca araştırmanın evrenini İzmir ilinde yaşayan GSM operatörü müşterileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen 409 GSM müşterisinden oluşmaktadır. Araştırmada, kullanılacak verilen toplanması için Demografik Bilgi Formu, GSM Sektöründe Çağrı Merkezleri Müşteri İlişkileri Yönetimi Ölçeği ve GSM Sektöründe Marka Sadakati Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma içinde, verilerin analizi için SPSS 20 paket programı ile betimsel analiz, bağımsız örneklem t testi Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) testi, Pearson Korelasyon ve regresyon analizleri uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre GSM müşterilerinin kullandıkları operatörlerin çağrı merkezlerindeki müşteri ilişkileri yönetimine ilişkin algılarının ve marka sadakatinin yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Araştırmada 18-30 yaş arası GSM müşterilerinin çağrı merkezlerindeki müşteri ilişkileri yönetimi algıları düzeyinin 41-50 yaş arası GSM müşterilerinin algıları düzeyinden yüksek, 51-65 yaş arası GSM müşterilerinin çağrı merkezlerindeki müşteri ilişkileri yönetimi algıları düzeyinin ise diğer yaş gruplarındın algıları düzeyinden düşük olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, araştırmaya katkı sağlayan GSM müşterilerinin cinsiyetlerine, medeni hallerine, öğrenim durumu ve gelir durumlarına göre çağrı merkezlerindeki müşteri ilişkileri yönetimi algılarının farklılaşmadığı belirlenmiştir. Benzer bir şekilde GSM müşterilerinin cinsiyetlerine, yaş, medeni hallerine, öğrenim durumu ve gelir durumlarına göre marka sadakati düzeylerinin farklılaşmadığı da tespit edilmiştir. Araştırmada GSM müşterilerinin çağrı merkezlerinde müşteri ilişkileri yönetimine ilişkin algıları düzeyi ile marka sadakati arasında yanı yönlü yüksek düzeyde bir ilişki olduğu ve %50,7 düzeyinden açıklandığı belirlenmiştir.
  • Yayın
    Gar yapılarında iç mekân atmosferi: Haydarpaşa Garı ve Sirkeci Garı örneği
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Demircioğlu Çoban, Merve; Özsırkıntı Kasap, Handan
    "Gar Yapılarında İç Mekân Atmosferi: Haydarpaşa Garı ve Sirkeci Garı Örneği " adlı bu çalışma, Maltepe Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü İç Mimarlık Anabilim Dalı çatısı altında “Yüksek Lisans Tezi” olarak hazırlanmıştır. Araştırma Dünya’da ve Türkiye’de gar yapılarını ele alarak iç mekân atmosferlerine ilişkin bakış açısı oluşturmayı planlamaktadır. Bu kapsamda araştırmanın temel amacı ve önemi; İstanbul'un iki önemli yapısı olan Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının mekân atmosferini inceleyerek, bu iki farklı üslupla tasarlanmış yapı arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koymak olmuştur. Araştırma, özellikle Haydarpaşa ve Sirkeci Gar Yapılarının işlevsel ve atmosfer etkilerinin yoğun olarak hissedildiği yolcu bekleme salonlarıyla sınırlandırılmıştır. Çalışmanın yöntemi nitel araştırma yöntemlerinden betimsel analiz ile dört aşamalı bir süreci içermekte olup; literatür araştırması, karşılaştırmalı görsel ve doküman analizi, alan araştırması vb. gibi çok yönlü veri toplama yaklaşımı benimsemiştir. Bu kapsamda elde edilen veriler detaylı bir analizden geçirilmiş ve bulgular, çalışmanın konusuyla ilgili sonuçlar ve değerlendirmelerle birleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, farklı üsluplar ile yapılan sözü geçen gar yapılarının iç mekân atmosferlerinin benzerlikler taşıdığını göstermektedir.
  • Yayın
    Çatışma çözüm tepkileri ile evlilik doyumu arasındaki ilişkide duygu düzenleme güçlüğünün düzenleyici rolü
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Ersoy, Duygu; Gazioğlu, Nesteren
    Bu çalışmanın amacı bireylerin seçtikleri çatışma çözme tepkilerinin evlilik doyum düzeylerinin ve duygu düzenleme güçlüklerinin cinsiyet, yaş ve çocuk sahibi olma demografik değişkenleri minvalinde nasıl değiştiğini detaylı anlamak, araştırma değişkenlerinin birbiriyle olan ilişkisini anlamak ve duygu düzenleme güçlüğünün evlilik doyum düzeyi ile çatışma çözme davranışları ilişkisinde düzenleyici etkisinin varlığını incelemektedir. Veriler Türkiye’de yaşayan 18 yaş üstü ve evli 216 kişiden internet ortamında, ilgili ölçeklerin çevrimiçi ankete dönüştürülmesi yoluyla toplanmıştır. Katılımcılar Sosyodemografik form, Duygu Düzenleme Güçlükleri Ölçeği-Kısa Form (DDGÖ-16), İkili İlişkilerde Çatışma Çözme Tepkileri Ölçeği (İİÇÇTÖ) ve Evlilik Doyumu Ölçeği (EDÖ) ölçme araçlarını doldurmuşlardır. Verilerin analiz sürecinde Frekans dağılımı, Bağımsız Gruplar t-Testi, ANOVA ve Regresyon Analizleri için PROCESS Makrosu kullanılmıştır. Duygu düzenleme güçlüğünün partnerde algılanan çatışma çözme tepkileri ile evlilik doyumu arasındaki ilişkiyi anlamlı düzeyde yordadığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Yayın
    Yapay zekada verilerin işlenmesi, veri setlerinin oluşturulması ve mamografide meme dansite uygulamaları
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Güner, Davut Can; Özçağlayan, Ömer
    Amaç: Yapay zeka uygulamaları günlük radyoloji pratiğinde kullanılmaktadır. Çalışmamızda yapay zeka eğitimi için doğru ve kaliteli veri toplamanın önemi, programının meme dansitesinin tahminindeki başarısı ve radyoloji asistanı ile performans karşılaştırılması ele alınmaktadır. Sonuç olarak yapay zekanın klinik olarak uygulanabilirliği değerlendirilmektedir. Gereç ve yöntem: Ocak 2021 – Temmuz 2021 tarihleri kliniğimizde; meme kanseri taraması amacı ile mamografi yapılan olgular retrospektif olarak tarandı ve PACS ‘ta 754 hasta kaydına ulaşıldı ve 282 hasta dışlama kriterlerine (artefakt, post-op vb) göre çalışmadan çıkarıldı. Kalan 472 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların mamografi görüntüleri meme konusunda kıdemli radyolog, yapay zeka programı ve radyoloji asistanı tarafından değerlendirildi. Meme dansitesinin belirlenmesinde yapay zeka programı ile radyoloji asistanının performans analizi IBM SPSS Statistics ver. 25 (IBM Corporation, Armonk, NY, US) istatistik programı kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Meme dansitesinin belirlenmesinde yapay zekanın kıdemli radyolog ile olan tutarlılığı %97,2 iken radyoloji asistanının kıdemli radyolog ile olan tutarlılığı %95,6 olup yapay zeka ile radyoloji asistanı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p=0,057). Benzer şekilde <40 yaş, 40-49 yaş, 50-59 yaş ve ≥60 yaş grupları içerisinde memenin dense olup olmaması açısından kıdemli radyolog ile tutarlı sonuç verme durumu yapay zekanın lehine görece yüksek olmakla beraber yapay zeka ile radyoloji asistanı arasında istatistiksel olarak anlamlı herhangi bir fark görülmemiştir (p=0,500; p=0,453; p>0,999 ve p=0,500). Sonuç: Meme dansitesinin belirlenmesinde yapay zeka programı ile radyoloji asistanı benzer performans göstermekle birlikte, yaş alt grupları ile birlikte değerlendirildiğinde yapay zeka bazı alt gruplarda radyoloji asistanından yüksek performans göstermektedir. Güncel pratikte meme dansitesinin belirlenmesinde yapay zeka programı başarılı ve meme konusunda kıdemli radyolog ile performansları koreledir.
  • Yayın
    Covid 19 pandemisinde sağlık çalışanının çalışma hakkı
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) İnan Yıldız, Ayşe; Coşkun Özüaydın, Bergen
    Aralık 2019 yılında ortaya çıkan SARS-CoV-2 virüsü Çin'in Wuhan kentinde başlayarak tüm dünyada hızla yayılmış ve pandemiye sebep olmuştur. SARS-CoV-2 virüsünün sebep olduğu hastalığa Covid 19 adı verilmiştir. Sağlık çalışanları pandemilerde yüksek risk altında olan meslek grubudur. Tüm dünyada Covid 19 virüsü ile enfekte olan ve Covid 19 sebebiyle hayatını kaybeden toplam sağlık çalışanının sayısıyla ilgili sınırlı yayın olmasına rağmen, tahminler sayının belirtilenden daha fazla olduğu yönündedir. Bu çalışmada, Covid 19 pandemisi sırasında sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlar, ilgili risk faktörleri ve mesleki sorumlulukları, çalışma hakkı bağlamında incelenmiş ve sağlık çalışanlarının da her şeyden önce insan oldukları vurgulanarak başta yaşama ve sağlık hakkı olmak üzere diğer tüm insan haklarına sahip olmaları gerektiği belirtilmiş ve haklarının nasıl korunabileceği tartışılmıştır.
  • Yayın
    Normlu uzaylarda istatistiksel yakınsaklık
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2018) Apaydın, Abdurrahman; Çakallı, Hüseyin
    Normlu uzaylarda istatistiksel yakınsaklık ile ilgili günümüze kadar yapılmış araştırmaları göz önüne alarak inceleyen bu tez üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm ön bilgilere ayrılmıştır. İkinci bölümde, genel tanım ve teoremler bulunmaktadır. Üçüncü bölümde, reel terimli istatistiksel yakınsak dizi, normlu uzaylarda istatistiksel yakınsaklık, istatistiksel Cauchy dizisi, istatistiksel kompaktlık, istatistiksel süreklilik, istatistiksel quasi Cauchy, istatistiksel ward kompaktlık, istatistiksel ward süreklilik kavramları tanım ve teoremleri verilmiştir.
  • Yayın
    Marka hukukunda sessiz kalma yoluyla hak kaybı
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Uysal, Esma; Aktaş Ertan, Betül
    Sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile ilk kez pozitif düzenlemeye kavuşmuştur. Ancak ilke, hukuki dayanağını Türk Medeni Kanunu m. 2 dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılmasından alması sebebiyle Yargıtay içtihatları ve öğretideki görüşler doğrultusunda pozitif düzenlenmenin olmadığı süreçte de hukukumuzda yer almakta ve uyuşmazlık çözümlerinde kullanılmaktaydı. Bu çalışmada, marka hukukunda özel bir yeri olan sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin tarihsel gelişimi, uygulanma alanı ve koşulları, nihayetinde hüküm ve sonuçları, yargı kararları ve öğretideki görüşler de dikkate alınarak ayrıntılı olarak incelenecektir.
  • Yayın
    Covid 19 pandemisi sonrasında kabin ekibinin özellikleri ve davranışları ile yolcuların marka sadakati arasındaki ilişki
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Dayanıklı, Özer; Karaağaoğlu, Nuran
    Bu araştırmanın amacı Covid 19 pandemisi sonrasında havayolu yolcularının kendilerine hizmet veren kabin ekibinin özellikleri ve davranışlarını hizmet kalitesi açısından nasıl algıladığı ve bu algılarının marka sadakatlerini hangi düzeyde etkilediğinin belirlenmesidir. Araştırmanın modeli ilişkisel araştırımadır. Araştırmanın evrenini Türkiye’de havayolu ulaşımını kullanan 18-64 yaş arası havayolu yolcuları oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise orantılı tabakalı örnekleme yöntemi ile ulaşılan 395 yolcudur. Araştırmada kullanılacak verilen toplanması için Demografik Bilgi Formu, Kabin Personeli Hizmet Kalitesi Ölçeği ve Marka Sadakati Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma verileri Programı SPSS paket programı ile analiz edilmiş ve ölçeklerin geçerlilik ve güvenirlik analizleri, normallik testleri, betimsel analiz, bağımsız örneklem t testi, tek yönlü varyans analiz, Pearson korelasyon analizi ve basit doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre yolcuların kabin personeli hizmet kalitesine yönelik algılarının yüksek düzeyde olduğu, tutumsal marka sadakati, davranışsal marka sadakati ve toplam marka sadakati düzeyleri orta düzey olarak belirlenmiştir. Araştırmada 18-30 yaş arası yolcuların kabin personeli hizmet kalitesine ilişkin algılarının 51-65 yaş arası yolcularınkinden daha olumlu olduğu kadın yolcuların kabin personeli hizmet kalitesine ilişkin algılarının erkek yolcuların algılarından daha olumsuz olduğu belirlenmiştir. Ayda bir defa uçuş sıklığı olan yolcuların kabin personeli hizmet kalitesine ilişkin algıları ayda 1-10 defa uçuş sıklığı olan yolcuların algılarından daha olumsuz olarak belirlenmiştir. Yolcuların medeni durum, öğenim durumu, gelir durumu, uçuş amacı ve uçuş süresi değişkenlerine göre kabin personeli hizmet kalitesine yönelik algılarının farklılaşmadığı belirlenmiştir. Marka sadakatine yönelik analizlerde ise ortaöğretim mezunu olan yolcuların tutumsal marka sadakati ve toplam marka sadakati düzeyinin lisans mezunu ve lisansüstü mezunu olan yolcuların marka sadakati düzeyinden düşük olduğu belirlenmiştir. Ayda 1-10 defa uçuş sıklığı olan yolcuların tutumsal, davranışsal ve toplam marka sadakati düzeyi yılda 1 defa ve yılda 1-10 defa uçuş sıklığı olan yolcuların marka sadakati düzeyinden yüksektir. Araştırmada 9 saat ve üzeri uçuş süresi olan yolcuların marka sadakati düzeylerinin 1-2 saat arası uçuş süresi olan yolcuların marka sadakati düzeyinden yüksek olarak belirlenmiştir. Yolcuların yaş, cinsiyeti, medeni durum, gelir değişkeni, uçuş amacı göre marka sadakatlerinin farklılaşmadığı belirlenmiştir. yolcuların kabin personeli hizmet kalitesine yönelik algıları ile tutumsal, davranışsal ve toplam marka sadakati arasında aynı yönlü orta düzeyde bir ilişki olduğu, yolcuların kabin personeli hizmet kalitesine yönelik algılarının tutumsal marka sadakatini %7,2’sini, davranışsal marka sadakatini %9,6’sını ve toplam marka sadakatini %10,1’ini açıkladığı belirlenmiştir.
  • Yayın
    Bireyleri sürdürülebilir tüketime motive eden unsurlara yönelik nitel bir araştırma
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Şan, Yaşar Hüseyin; Erdil, Melek
    Sanayi Devriminden günümüze uzanan süreçte doğal kaynakların aşırı ve bilinçsiz kullanımının yanında çevre korumacılığını dikkate almayan üretim-tüketim döngülerinin de tehtidi altıda olan “sürdürülebilirlik”; “güncel gereksinimlerin, gelecek kuşakların çıkarlarını gözeten bir yaklaşımla karşılanması” olarak tanımlanmaktadır. Bu araştırmada, satın alma tercihleri ve tüketim alışkanlıkları ile sürdürülebilirliği büyük ölçüde etkileme potansiyeline sahip oldukları bilinen tüketicilerin, genel olarak sürdürülebilirlik algılarını ortaya çıkartmanın yanı sıra, “sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarını” edinim ve sürdürmeleri üzerinde etkili olan ana motivasyon unsurlarını belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmada “kalitatif araştırma teknikleri” kapsamında yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma, “nitel” çalışma olduğu için, örneklemdeki bireyler ile yapılan mülakatlarda katılımcılara “açık uçlu sorular” yöneltilmiştir. Araştırmanın evreni İstanbul şehrindeki tüketicilerdir. Örneklem olarak seçilen 18 üstü 17 kişi ile yapılan “yarı yapılandırılmış mülakatlarla” bireyleri sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarına motive eden unsurların ortaya çıkartılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, katılımcıların sorulara verdikleri yanıtlar “içerik analizi” yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Bu yöntem; açık kodlama, kodlardan kategoriler oluşturma ve temaları özetlemeyi içermektedir. İçerik analizi sürecin de “MAXQDA 2020” paket programından yararlanılmıştır. Mülakat dökümlerinin analizine göre; katılımcıların sürdürülebilirlik algıları büyük oranda “doğa korumacılığı” ve “gelecek nesillere faydalanabilecekleri doğal kaynaklar bırakmak” temaları üzerinde yoğunlaşmıştır. Katılımcılar, büyük bir çoğunlukla, sürdürülebilirliği önemsediklerini ve bunun doğal kaynakların ölçülü ve çevreye kalıcı zarar vermeden kullanılması ile mümkün olduğuna vurgu yapmışlardır. Katılımcıların çoğu, kendilerini genel anlamda sürdürülebilir bir tüketici olarak değerlendirirken, kendilerini sürdürülebilir davranışlara iten temel unsurlar olarak, “çevre korumacılığı” ve “ekosistemin içinde yer alan diğer bileşenlerin haklarına saygı” temalarına vurgu yapmışlardır. Gıda bağlamında sürdürülebilirliğin önemi büyük oranda vurgulanırken, bu türden ürünler bulmanın temin zorluğuna ve yüksek maliyetine dikkat çekilmiştir. Sürdürülebilirliğin önemine en fazla vurgu yapılan alan, temizlik malzemeleri konusu olurken, “kişisel bakım ve kozmetik malzemeleri alanı da sıklıkla vurgulanmıştır. Ayrıca her iki alanda da sürdürülebilir ürün bulmanın zorluğuna dikkat çekilmiştir. Sonuç olarak; görüşmeciler sürdürülebilirliğin önemini büyük ölçüde kabul ve teyid etmekle birlikte, bu konuda sonuç almak için, bireysel çabalar kadar, politika yapıcıların katkılarının da gerekliliği tespit edilmiştir.
  • Yayın
    İstanbul Pendik ve Bağcılar ilçelerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi evde sağlık hizmetlerinden faydalanan hasta yakınlarının sağlık okuryazarlığı düzeyi
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Yıldırım, Nurdan; Öztürk, Onur Özlem
    Bireylerin hem kendi sağlıkları için hem de bakım sağladıkları bireyler için uygun sağlık kararları verebilmesi, sağlık bilgisine ulaşabilmesi, yorumlayabilmesi ve gereken sağlık hizmetlerini kullanabilmesi açısından sağlık okuryazarlığı büyük bir öneme sahiptir. Bu araştırma ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Evde Sağlık Hizmetlerinden faydalanan hastalarına bakım veren hasta yakınlarının sağlık okuryazarlık düzeyini kesitsel olarak belirlemek amacıyla çalışılmıştır. Araştırmada verilerin toplanmasında, "Sosyodemografik Özellikler Bilgi Formu", hasta bireyin günlük yaşam aktivitelerindeki performansını yani bağımlılık düzeyini belirlemek için Barthel İndeksi ve Okyay ve ark. (2016) tarafından geliştirilen Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği-32 (TSOY-32) kullanılmıştır. Veriler araştırmacı tarafından yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak hastaya bakım veren kişiden hasta hanesinde toplanmıştır. Araştırmaya katılanların, %77,1'i kadın, %29,2'si 50-59 yaş arasında, %83,9'u evli, %82,0'ı çalışmıyor (ev hanımı, emekli, işsiz, öğrenci), %83,2'si çocuk sahibi, %57,7'sinin sosyal güvencesi yok, %50,6'sının aylık geliri 3001-5000 TL arasında, %31,9'u ilkokul mezunu olduğu saptanmıştır. Katılımcıların %55,0'ının sürekli bir hastalığa sahip olmadığı, %41,6'sının hastanın çocuğu olduğu, %26,8'inin eşine bakım verdiği, %88,8'inin hasta ile yaşadığı, %50,4'ünün kendisinden başka hastasına bakım veren birinin olmadığı, %35,8'i tıbbi cihaz kullandığı, %34,8'inin tıbbi cihazı kullanmayı bildiği, %100'ünün sağlık çalışanlarından hastanın bakımı ile ilgili yardım aldığı, %73,7'sinin sağlık hizmetlerine erişimde zorluk yaşadığı saptanmıştır. Araştırma sonucunda katılımcıların sağlık okuryazarlığı puan ortalaması 24,95± 10,77 bulunmuştur. Sağlık okuryazarlığı düzeyi %60,3 ile "yetersiz" düzeyde, %19,2 ile "Sorunlu/Sınırlı" düzeyde, %20,5 ile "yeterli ve mükemmel" düzeyde olduğu görülmektedir. TSOY-32 Ölçeğin "Tedavi ve hizmet" boyutunda puan ortalaması 27,99±10,94 "Hastalıklardan korunma ve sağlığın geliştirilmesi" boyutunda puan ortalaması ise 22,06±11,54 olduğu bulunmuştur.
  • Yayın
    Aile iş birliği ölçeği'nin (AİBÖ) Türkçe geçerlik ve güvenirliği
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Polat, Abdulkadir; Ateş, Sebahat
    Bu araştırma, Aile İş Birliği Ölçeği'nin geçerlik ve güvenirliğini değerlendirmek amacıyla yapılan metodolojik bir araştırmadır. Araştırma İstanbul Anadolu yakasında bulunan bir vakıf üniversitesi hastanesinin yatan hasta servislerinde Mart 2021 - Ocak 2022 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırmada herhangi bir örnekleme yöntemi kullanılmamış olup araştırmaya dahil edilme kriterlerini karşılayan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 300 hasta yakını araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmanın verileri Hasta Tanıtım Formu ve AİBÖ kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Geçerlik güvenirlik analizinde dil, kapsam, yapı geçerliği ve güvenirlik analizleri kullanılmıştır. AİBÖ'nün çeviri geri-çeviri yöntemi ile dil geçerliliği analiz edilmiş ve uzman görüşleri ile kapsam geçerliliği yapılmıştır. Kapsam geçerliğini sağlamaya yönelik olarak ölçek 14 uzmanın görüşüne sunulmuştur. Uzman görüşleri doğrultusunda kapsam geçerliliği değerlendirilen AİBÖ'ye ait maddelerin KGO değerleri "0.54" den büyük olduğu görülmüştür. Yapılan faktör analizinde orijinaline uygun olarak 3 alt boyutlu olduğu belirlenmiştir. Birinci boyutta yer alan maddelerin faktör yükleri 0.522 ile 0.805 arasında, ikinci boyutta yer alan maddelerin faktör yükleri 0.763 ile 0.790 arasında, üçüncü boyutta yer alan maddelerin faktör yükleri 0.649 ile 0.807 arasında değişmektedir. Ölçeğin iç tutarlılık analizleri sonucunda madde toplam puan korelasyonlarının yeterli ve Cronbach α katsayısının 0.960 olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak AİBÖ'nün Türk dilinde geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğu söylenebilir.
  • Yayın
    Akciğer kanseri nedeniyle operasyon geçiren hastalar için geliştirilen öz etkililik ölçeğinin geçerlik ve güvenirliği
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Aykaç, Pınar; Sağlam, Rabia
    Bu araştırma, Akciğer Kanseri Nedeniyle Operasyon Geçiren Hastalar İçin Geliştirilen Öz Etkililik Ölçeği'nin Türk dilinde geçerlik ve güvenirliğini değerlendirmek amacıyla metodolojik tipte yapıldı. Araştırmanın evrenini İstanbul'da bulunan bir kamu hastanesinin göğüs cerrahisi kliniğinde Ocak 2021-Ocak 2022 tarihleri arasında operasyon geçiren hastalar oluşturdu. Araştırmaya dahil edilme kriterlerini karşılayan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 135 hasta ise araştırmanın örneklemini oluşturdu. Araştırmanın verileri Hasta Tanıtım Formu ve Akciğer Kanseri Nedeniyle Operasyon Geçiren Hastalar İçin Geliştirilen Öz Etkililik Ölçeği kullanılarak toplandı. Ölçeğin dil geçerliği çeviri-geri çeviri yöntemi ile sağlandı. Uzman görüşleri eşliğinde Davis tekniği kullanılarak kapsam geçerliği değerlendirilen ölçeğin maddelerine ait KGİ skorları 0,8-1,0 arasında değişmekte idi. Ölçeğin KMO değeri 0,894 olarak belirlendi ve faktör analizinde ölçeğin orijinalinden farklı olarak tek alt boyutlu olduğu saptandı. Ölçeğin Cronbach α katsayısı ise 0,984 olarak bulundu. Ölçeğin maddelerine yönelik madde toplam korelasyonlarının 0,40'ın üzerinde olduğu ve herhangi bir maddenin silinmesinin ölçek Cronbach α katsayısında önemli bir yükselmeye sebep olmadığı belirlendi. Bu nedenle ölçekten hiçbir madde çıkarılmadı. Sonuç olarak 27 maddeli ve tek alt boyutlu olan Akciğer Kanseri Nedeniyle Operasyon Geçiren Hastalar İçin Geliştirilen Öz Etkililik Ölçeği'nin Türk dilinde geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğu tespit edildi.
  • Yayın
    Çevresel sürdürülebilirlik, lojistik performans ve kurumsal yönetişim arasındaki ilişki ve küresel rekabet gücüne etkileri
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Erenel Yaşlıca, Bahar; Gündüz, Şafak
    Ülkelerin lojistik performanslarının yüksek olması, ekonomik büyüme ve uluslararası rekabet edilebilirliği için önemli bir fırsat iken, bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesinin büyük bir kısmının enerjiye bağlı olması çevreye ve insan sağlığına ciddi zararlar verilebilmektedir. Bu çalışmada çevresel sürdürülebilirlik, lojistik performans, kurumsal yönetişim ve küresel rekabet edilebilirlik arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Literatürde bu ilişkileri ölçmeye yönelik olarak, uluslararası kuruluşlar tarafından hesaplanan endeksler temel alınmıştır. Çalışmada Çevresel Performans Endeksi (EPI), Lojistik Performans Endeksi (LPE), Kurumsal Yönetişim Göstergeleri (WGI) ve Küresel Rekabet Gücü Endeksi (GCI) endekslerini içeren modellerin testi için 112 ülkenin 2014, 2016 ve 2018 yıllarına ait verileri ile araştırılmıştır. Analize dayalı bulgular makro perspektifte ve ülkelerin gelişmişlik grupları düzeyinde değerlendirilmiştir. Analizlerin sonucunda, ülkelerin çevresel sürdürülebilirliğinin lojistik performansı ile anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Ayrıca, kurumsal yönetişimin lojistik performans ve küresel rekabet gücü üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu ve kurumsal yönetişimin; çevresel performans, lojistik performans ile küresel rekabet gücü arasındaki ilişkiye aracılık ettiği görülmüştür.
  • Yayın
    Farklı zeminlerde serbest saha zemin davranış spektrumlarının incelenmesi
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Keskin, Burak; Kılıç, İsmail Emrah
    Türkiye jeolojik yapısı ve bulunduğu konum sebebiyle fay hatları üzerine kurulu bir bölgedir ve tehlikeli deprem ülkesidir. Jeoteknik özellikleri bilinen bir alanda işlenmiş anakayada meydana gelen yoğun zemin hareketinin zemin yüzeyine ulaşana kadar her bir zemin tabakasının büyümesinin incelenmesine "Yer Tepki Analizi" denir. Arka plan yanıtının analizi nedeniyle arka plan yüzeyindeki değişiklik, arka plan büyütme veya azaltma şeklinde olabilir. Yapılan analizlerde tabaka kalınlıkları 10m, 20m, 30m, 40m, ve 50m olan farklı zemin modelinin her biri için kayma dalgası hızları 200m/s, 300m/s, 400m/s olduğu kabul edilen farklı gruplar oluşturularak zemin profilleri oluşturulmuştur. Deepsoil programı ile; Tabas - İran, Irminia - İtaly, Loma - Prieta, Landers, Kobe - Japan, Lom - Prieta, Tottori - Japan, ChuetsuOki - Japan, Iwate - Japan ve Düzce - Turkey depremlerinin kayıtları 1.deprem seti olarak adlandıralarak analizler yapılmıştır. Deepsoil programı ile; Loma - Prieta, Northridge - 01, Kobe - Japan, Duzce – Turkey, Parkfield 02 CA, ChuetsuOki - Japan, Iwate – Japan, Joshua Tree CA, Darfiled – New Zealand ve Christchurch- New Zealand depremlerinin kayıtları 2.deprem seti olarak adlandıralarak analizler yapılmıştır.
  • Yayın
    Mekan algısı kapsamında çocukta güven ve aidiyet duygusunun yaratıcılığa etkileri
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Yentur, Melis; Uzun, Türkan
    Araştırmanın temel konusu ve kapsamı gereğince, mimarlık disiplininin diğer disiplinler ile beraber düşünülmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu sebeple tezin altyapısı sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi disiplinlerin de katkısıyla oluşturulmaktadır. Bu çalışmada, "mekân ve algı" terimleri, merkezini çocuk olarak ele alınmaktadır. Mimarlık ve pedagojik disiplinler arasında mekân, güven ve aidiyet kavramları arasında bir ilişki kurulmaktadır. Çocukta mekân algısının ve gelişim sürecinin değerlendirilmesi sırasında, çocuğun anaokulu mekânları ile güven, aidiyet ve yaratıcılık arasında kurduğu ilişkisi değerlendirilecektedir. Tez kapsamında seçilecek olan kurum ve kuruşlar arasındaki algısal farklılığı ortaya çıkarmayı amaçlayan bir çalışmadır. Tek başına bir anlam ifade eden mekanın nasıl algılandığı aktarımına bağlıdır. Mekanın niceliksel olarak ölçülebilen fiziksel değişkenleri ile niteliksel olarak ölçülebilen algısal değişkenleri arasındaki iletişim sisteminin kurulmasıdır. Bu çalışmada, tasarlanan anaokulları ile çocuklar üzerinde ne şekilde etkiler kurabileceği irdelenerek, bu etkilerin nasıl ve hangi yollarla oluşturulabileceğinin saptanılması amaçlanmıştır. Sonuç olarak bu çalışma mekanın algısına çocukta oluşan güven ve aidiyet duygusuna mekanın aktarımının önemini, nedenleri ve sonuçları ile birlikte ortaya koymaktadır.
  • Yayın
    Sürdürülebilir mimarlık ve Covid dönemindeki mimari tasarım yaklaşımlarının irdelenmesi
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Artat, Kutay; Coşkun, Hülya
    Günümüzde, sanayi devrimi ile başlayan sorunlar iklim konusunun giderek artan önemi ile 21. yüzyılın içinde bulunduğumuz bu günlerde, dünyamızı kaçınılmaz olarak zorunlu değişimlere itmektedir. Paris iklim konferansı ve gerekse soruna çözüm olarak 1990'lar sonrası, gerçekleştirilen iklim zirveleri ile vurgulanan iklim sorunu konusu, bir iklimsel krize dikkat çekmektedir. Dünyamızın hızla değiştiği ve mevcut çevresel değerlerin hızla yok olduğu bir dönemde, sürdürülebilirlik konusu bu sorunsala bir çözüm olarak sunulmaktadır. Dolayısıyla bu araştırmada iklimsel konferanslarda dikkat çekilen ve sürdürülebilirlik konusunun önemi bir kez daha vurgulanarak, habitat kriterlerinde herkes için yaşanılabilir bir çevre, konut ve yaşam alanları tasarlanması gerektiği önerisi ön plana çıkmaktadır. Dünyada önemi giderek artan bir konu olarak sürdürülebilirlik ülkemiz için henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da, son dönemde yaşanan Covid-19 gibi salgın hastalıklar ve çevre felaketleri bu olguyu kaçırılmaz bir gerçek olarak ülkemizde de daha görünür yapmıştır. Sonuçta, sürdürülebilirlik konusu mimari ve kent plancılarını ilgilendirerek sosyal, ekonomik, ve siyasi bir bütün içinde değerlendirilmesi gereken önemli bir sorunsal olarak ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilir kentleşme kavramı oldukça yeni bir olgu olmasına rağmen, doğal kaynakların korunması ve gelecek nesillere aktarılması için giderek önem kazanmaktadır. Diğer taraftan, yakın zamanda yaşanılan Covid-19 pandemisinin gündelik hayata girmesi ile toplumlar bir kez daha yaşadıkları kentsel yaşamı, barınma ve çalışma alanlarını sorguladılar ve daha bireysel bir yaşam tarzı yaklaşımına uyum sağlamak zorunda kaldılar. Toplumda bireylerin özellikle pandemi nedeniyle sosyal izolasyonu sırasında ortaya çıkan farklı mekânsal gereksinimler; konutlar, ofisler, hastaneler, okullar ve kamusal alanlarda sosyal hareket mekanizmalarında değişen yeni yaşam koşullarına bağlı olarak mekânsal dönüşümlere yol açtı. Bu bağlamda mimarlar ve tasarımcılar toplumdaki değişen talepler doğrultusunda yaşam ve çalışma alanlarında köklü değişiklikler yapmak ve geçmişten gelen geleneksel tasarım ilkelerini yeniden düzeltmek zorunda kaldılar. Böylece, yenilikçi tasarıma duyulan gereksinim ile; sağlıklı, sürdürülebilir, yeşil, ekolojik, akıllı ve kompakt kent ve konutlar kavramları ortaya çıktı ve kentlerde yaşam seviyesinin arttırılması hedeflenmiştir. Diğer bir önemli konu ise gerek küresel ısınma ve gerekse kentlerin yatayda yaptığı büyüme ile doğal alanların; yeşil alanlar, orman ve koruların yok olmasına sebep olmasıdır. Kentlerde giderek artan nüfus artışı ve barınma gereksimine bir çözüm önerisi olarak kentlerin yatayda büyümesi yerine yeşil alan ve kamusal alanların arttırılması ile daha dengeli bir planlama ile dikeyde sürdürülebilir büyümesi gerekli hale gelmiştir. Bu bağlamda, kentlerin dikeyde büyümesine odaklanılarak, sorunsala çözüm olarak; çevreye uyumlu, sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir malzemeler ve prefabrikasyon elemanları kullanılarak modüler barınma birimleri oluşturma ideali bu araştırmada ön plana çıktı. Böylece, bu araştırmada salgın hastalıklar, doğal afet, sosyal izolasyon ve uzaktan çalışma koşullarında, barınma birimlerini istedikleri bölgede yer alan dikey sirkülasyon elemanlarına yerleştirme özgürlüğüne sahip olabilme olanağı bir çözüm önerisi olarak sunuldu. Bu yenilikçi prefabrik ( önceden imal edilmiş) sürdürülebilir barınma birimleri dayanıklı ve zaman bağlamında daha hızlı ve pratik olarak üretilebilmektedir. Mobil mekan kurgusunun, sürdürülebilir mimari malzeme ve BİT teknolojileri ile dikeyde büyüyen kent sistemine entegre edilmesi, küresel bağlamda yaşanan kentsel alanlardaki aşırı kira fiyatlarına, geri dönüştürülemeyen malzeme üretimine, kentsel ölçekte enerji verimliliğine, kaynak kullanımlarındaki doğru yönetime ve barınma ihtiyacına alternatif bir çözüm önerisi olabilmekle beraber, sürdürülebilir bir kent sistemi de oluşturabilmektedir. Bu araştırma sürdürülebilir kentsel tasarım ve Covid-19'un mimari tasarıma getirdiği köklü değişimler, yenilikçi bakış açısı ve tasarımsal gelişimler sonucu ortaya çıkan çözümleri irdelemektedir. Bu bağlamda gerek Türkiye'deki gerekse Dünyadan seçilen örnekler incelenmiştir. Sonuçta, dünyadaki örneklerin daha çok yatayda çevreyi ve yeşil alanları korumaya yönelik dengeli planlamaya odaklandıkları bulgulanmıştır. Bu araştırmada ise, konuya diğer araştırmalardan daha farklı yaklaşım ile öncelikle, kentlerin yatayda büyüme ve doğal alanların yok olması sorununa çözüm önerisi olarak dikeyde gelişen kentlere bir salgın hastalık, deprem ve çevresel felaketlerde hızla entegre edilebilecek, modüler konsepte ait öneriler de sunulmuştur.
  • Yayın
    Muğla ilindeki bir konutun enerji kimlik belgesi uygulaması ve konuttaki CO₂ salınımını azaltmaya yönelik çalışma
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Özşeker, Cem; Tokmak, Yavuz
    Tez kapsamında, Muğla ilinde ele alınan bir konutun, enerji kimlik belgesi uygulamasından açığa çıkan yıllık CO₂ miktarını azaltmaya yönelik çalışmaları, bu çalışmalarının maliyetleri, Muğla vilayetinde konut yapılar için bu çalışmalar uygulandığı takdirde, il bazında konutlar için yıllık CO₂ miktarından ne kadar tasarruf edileceği ve bunun maliyeti araştırılmıştır. Vaka analizine tabi olan konut seçiminde, Muğla ilindeki konutların fizyolojik özellikleri ve konutların ruhsat özellikleri göz önüne alındığında, ortalama ve yaygın olarak kullanılan iki katlı bir konut örneği ele alınmıştır. Seçilen konutun enerji kimlik performansı analizinde ve ilgili konutun yıllık açığa çıkan CO₂ emisyonunu azaltmaya yönelik çalışmalar için, Türkiye Cumhuriyeti Bayındırlık ve İskân Bakanlığı yönetmeliğine uygun Bep – Buy Version 1.1.13. programı, yardımcı programlar olarak ise AutoCAD, İdeCAD Statik ve Excel programların kullanılmıştır. Elde edilen veriler aracılığı ve enerji performansa analizi sonrasında vaka analizine tabii tutulan konutun, yıllık CO₂ emisyon miktarı hesaplanmıştır. İlgili konutta CO₂ emisyonunu azaltmak için yapılan çalışmalar sonrasında binanın açığa çıkardığı emisyon oranında yüksek bir tasarruf sağlandığı kaydedilmiştir. Bu çalışmalar uygulandığı takdirde Muğla ilindeki konutlardan meydana gelen yıllık CO₂ emisyon değerinde yüksek bir azalma sağlandığı gözlemlenmiştir. Ele alınan bina için iyileştirme yöntemlerinin maliyetleri Meydana çıkan neticeler, Muğla civarı, konut yapıları m2 değerleri üzerinden yorumlanmıştır. CO₂ emisyon tasarrufu için gereken iyileştirme maliyetlerinin yükü ve bununla beraber uzun vadede kazanç, çevreye duyarlılık parametreleri göz önüne alındığında yapı müteahhitlerinin bir seçim yapması gerekmektedir. Bu kararın, yapının yapılacağı çevredeki yapı değerleri ve kültürel düzey ile alakalı olduğu açıktır. Tez kapsamında yapılan değerlendirme ile vaka analizine tabi tutulan konutta yapılan CO₂ emisyonunu iyileştirme çalışmalarının çevre için fayda sağlayacağı ve uzun vadede tüketici için ekonomik olarak, mevcut düzendeki sistem için harcamalar bazında daha karlı olacağı sonucuna varılmıştır.
  • Yayın
    Meme kanseri sonrası sağ kalımlılarda kanser nüks korkusu, belirsizliğe tahammülsüzlük, üstbilişler ve baş etme stratejileri ilişkisinin incelenmesi
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Babadostu, Mübeccel Kübra; Eyrenci, Aslı
    Bu araştırmada meme kanseri sonrası sağ kalımlı kadınlarda kanser nüks korkusu, belirsizliğe tahammülsüzlük, üstbilişler ve baş etme stratejileri ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Değişkenler arası dolaylı ilişkilerin incelenmesi adına durumsal aracılık analizleri yapılmıştır. Araştırmaya amaçlı kartopu örneklem yöntemiyle meme kanseri sonrası sağ kalımlı 130 kadın dahil edilmiştir. Veriler "Kanser Nüks Korkusu Envanteri (KNKE)", "Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği Kısa Formu (BTÖ-12)", "Üstbilişler-30 ÖlçeğI (ÜBÖ-30)" ve "Başa Çıkma Stratejileri Ölçeği Kısa Formu (BÇSÖ-KF)" kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; meme kanseri sonrası sağ kalımlı kadınların kanser nüks korkusu, belirsizliğe tahammülsüzlük ve üstbilişler değerleri arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Değişkenler arası durumsal aracılık etkisi anlamlı çıkmamıştır. Bununla birlikte, belirsizliğe tahammülsüzlük ile kanser nüks korkusu ilişkisinde üstbilişlerin düzenleyicilik etkisi anlamlı bulunmuştur. Araştırma sonucu elde edilen bulgular, ilgili literature çerçevesinde değerlendirilip tartışılmıştır.
  • Yayın
    Adana Gar Yerleşkesi'nin mimari özellikleri ve koruma önerileri
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Söyümez, İmge; Büyükdığan, İlter
    Demiryolları ve gar binaları bir ülkenin kültür mirasıdır. Özellikle endüstri devriminin başlangıcında yapılmış olanları, ülkenin tarihsel, ekonomik, sosyo-kültürel, mimari ve teknolojik gelişimine tanıklık etmiş, korunması gereken kültür varlığı yapılardır. Adana Tren Garı, Anadolu'da inşa edilmiş en nitelikli ve önemli garlardan biridir. Bir yerleşke olarak tasarlanmış ve günümüzde de bir yerleşke olarak hizmet vermektedir. 1911 yılında inşasına başlanan yerleşkenin 111 yıllık tarihine bakıldığında, Adana'nın kentsel gelişimine de büyük katkısı olduğu görülmektedir. Ana Gar Binası, kentin simgesel yapılarından birisidir. Yerleşke içerisinde aynı dönemde yapılmış birçok yapıyla birlikte tescillenerek koruma altına alınmıştır. Bu çalışma, Adana Gar Yerleşkesi'ni bir bütün olarak ele almıştır. Yerleşke içerisindeki yapılar tek tek tespit edilerek fotoğraflanmış, TCDD arşivden yararlanılarak mimari özellikleri, geçmişleri, özgün işlevleri, güncel kullanım ve korunmuşluk durumları ortaya konulmuştur. Araştırmanın sonunda yerleşke ve içerisindeki yapıların korunmasına yönelik koruma önerileri getirilmiştir.